Archives 2019

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ass

Can, yanında ikimizin de tanımadığı orta yaşlı bir herifle karşımıza çıktığında; İstanbul’un o popüler gece klüplerinden birinde, kafalarımız oldukça iyi, oturuyorduk. Neredeyse beş yılllık bir aradan sonra Türkiye’ye gelince, gazetelerden adını bildiğimiz bu yere gelmiş ve biraz eğlenmek istemiştik. Barın dip tarafında, iki taburelik küçük bir yer vardı. Oranın boş olduğunu görünce hemen kapmış ve çevremizi seyretmeye başlamıştık.

Karım bayağı mutluydu. Gülüyor, eğleniyor, biraz da çevredekilerle dalga geçiyordu. Çeşitli Avrupa ülkelerinde geçirdiğimiz o beş yıllık süre içinde, bir çok yeni tip çıkmıştı piyasaya.

Derken kalabalık arasında Can’ı gördüm. O da beni görmüştü hemen. Doğruca yanımıza geldi. Tabii, o adam da gelmişti. Öpüştük Can’la. Aslında karımla yalnızca göz aşinalıkları vardı. Ama Can onu da öptü. Sonra da yanındaki yabancıyla tanıştırdı bizi. Adı Hakkı’ydı ve söylediğine göre reklam fotoğrafçılığı yapıyordu. Uzun boylu ve kumral Can’ın aksine, ortadan da biraz kısa, saçları ve kısa sakalları iyice kırlaşmış biriydi. Kaynatmaya başladık.

Başka boş tabure olmadığı için, Can’la Hakkı, yanımızda ayakta duruyorlardı. Ben Can’la konuşurken, Hakkı da karımla meşgul olmaya başlamıştı. Kısa bir süre sonra onun karıma büyük bir ilgi gösterdiğini farkettim. Hem hızlı hızlı bir şeyler anlatıyor, hem de karımı tepeden tırnağa inceliyordu. Aslında pek haksız sayılmazdı tabii. En iyisi, size burada biraz karımdan söz edeyim.

Karım, yani Şule 30 yaşında, uzun boylu, uzun bacaklı, ince ve nefis vücutlu bir kadın. Ayrıca çok da güzel ama, onun asıl özelliği, güzelliğinden çok çekiciliğiyle dikkati çeken biri olması. Açık kumral ve dalgalı saçları omuzlarına kadar iniyor. Şehvetli ağzı ve ilginç ışıklar saçan gözleri, yüzünü büsbütün güzelleştiriyor. Memeleri küçük, karnı hafifçe çıkık, beli incecik ve kalçaları dolgun ve yusyuvarlak. Ama bunlar yalnızca dış görüntüsü tabii. Bir de değişik, onu büsbütün çekici kılan özellikleri var. Bu özelliklerin en belirgini de, zaman zaman sınırları zorlayan ve onu hep etkisi altında tutan teşhircilik tutkusu. Doğaldır ki, tüm giyim felsefesi de, bu tutkuya uygun biçimde kurulu. Altı yılllık evliliğimiz süresince, onun bir tek kez bile sutyen taktığını görmedim. Kilot ise Şule için yalnız kanama dönemlerinde zorunlu olarak kullanılması gereken bir giysi. Bütün bu özelliklere; bir de bütün giysilerinin, güzelliklerini gizlemekten çok göstermek amacıyla seçilmiş şeyler olduğunu eklemek gerekiyor.

O gece de karım, hakkındaki tüm bu tanımlamalara uygun bir haldeydi. Üstündeki giysiyi, aslında “sade” sözcüğüyla tanımlamak en doğrusuydu ama, yine de, görenin gözlerini yuvasından fırlatacak türden bir şeydi bu. İnce ve kaygan, siyah üstüne küçük beyaz benekleri olan bir kumaştan yapılmıştı. Üst kısmı karımın vücuduna iyice yapışıyordu. Dekoltesi de, neredeyse göbeğine kadardı. Kolsuz olduğu için, kollarıyla omuzlarını da meydanda bırakıyordu. Eteği ise oldukça bol ve alabildiğine kısaydı. Böyle bar taburesinde bacak bacak üstüne atıp oturduğunda, neredeyse kalçalarına kadar sıyrılıyordu. Ayaklarında da; yüksek topuklu, dekolte ayakkabılar vardı. Memelerinin dekolteden görünen kısımlarıyla kumaşın altından birer düğme gibi belli olan başları, sutyeni olmadığının hemen anlaşılmasına yol açıyordu. Eteğinin altında kıçının çıplak olduğunu ise gerçi başkaları görmüyordu ama, ben gayet iyi biliyordum.

Muhabbet koyulaştıkça içki bardakları da peşpeşe devriliyordu tabii. Zaten iyi olan kafalarımız, iyice dumanlanmaya başlamıştı. Sonra Hakkı, yakınlarda olan evine gitmemizi teklif etti. Anlattığına göre, hem stüdyo hem de ev olarak kullandığı bir teras katı vardı. Hep birlikte kalkıp bir taksiye atladık.

Gerçekten hoş bir yerdi Hakkı’nın evi. Yüksek bir apartmanın terasının tam ortasında inşa edilmiş bir eve benziyordu. Bütün odalardan alabildiğine geniş terasa çıkılabiliyordu. Biri stüdyo haline getirilmiş iki büyük salonu, iki yatak odası, geniş bir mutfağı ile banyosu vardı. Salondaki geniş koltuklara oturduk. Hakkı salonun dip tarafındaki barın arkasına gitmiş ve hepimize içki hazırlamaya koyulmuştu. Normal olarak ona dikkat etmemem gerekiyordu ama, kaçamak hareketleri ilgimi çektiği için, çaktırmadan yaptıklarını izlemeye başlamıştım. Tezgahın üstüne önce üç bardak koymuştu. Ellerini tekrar tezgahın altına götürdüğünü ve birşeyler yaptığını farketmiştim. Sanki elindeki bir şeyi sallıyor gibiydi. Sonra bir dördüncü bardağı çıkarıp ötekilerin yanına ve sol başa yerleştirdiğini gördüm. Birden o bardağın içine bir şeyler koyduğu kuşkusuna kapılmıştım.

Bir yandan da, onu seyrettiğimi anlamasını istemiyordum. Gidip mutfaktan bir kova buz getirdi. Önce buzları attı bardaklara, sonra da viski doldurdu. Kuşkulu bardağı sağ eline, bir diğerini de sol eline alıp bize doğru geldi. Sol elindeki bardağı bana, sağ elindekini de, Can’la konuşmakta karıma verdi. Sonra gidip öbür iki bardağı da aldı ve birini Can’a verip, diğeri elinde, koltuklardan birine oturdu. Şimdi sırf dikkat kesilmiştim. Karımın bardağına viski dışında bir şeyler koyduğundan emindim artık. İçimden gidip bara bakmak geliyordu ama, sabretmeye çalışıyordum. Nasıl olsa bir fırsat geçerdi elime.

Hakkı’nın yerine oturduğu andan itibaren gözlerini karımndan ayırmadığını farketmekten geri kalmamıştım. Yine bacak bacak üstüne atmıştı Şule. Böylece, seyrine doyum olmayacak nefis bir manzara sergiliyordu. Arasıra konuşmasını destekleyen hareketler yaparken hafifçe öne eğildiğinde de, memeleri, yarıyarıya ortaya çıkıyordu. Hakkı da, bunların hiç birini kaçırmıyor, karımı gözleriyle yiyordu sanki.

Hakkı’nın yerinden kalkıp içeri gittiğini gördüğümde, beklediğim fırsatı elime geçirdim. Bardağımı elime alıp, sanki buz eklemek istiyormuşum gibi barın arkasına gittim. Hemen yanımda, mutfağa açılan küçük bir pencere vardı ve Hakkı’nın orada birşeyler yaptığını duyabiliyordum. Çaktırmadan tezgahın altına bakındım. Gözlerim, bardakların yan tarafında, geriye doğru itilmiş küçük şişeyi yakalayıverdi. Can’ın da yerinden kalkıp içeriye gittiğini görünce, elimi uzatıp şişeyi aldım. Gerçekten minik bir şişeydi bu ve üstünde “Spanish Fly” yazıyordu. Birden her şeyi anlamıştım. Hakkı, karımı azdırmak için afrodizyak vermişti ona.

Sonra mutfaktan gelen sesler dikkatimi çekti. Hakkı’yla Can alçak sesle bir şeyler konuşuyorlardı. Elimde bulduğum minik şişe, dikkatle dinlemeye başladım. Doğrusu sırf merak kesilmiştim.

– “Ulan ne biçim karı be…” diyordu Hakkı, “Hani ilik gibi derler ya…”

– “Güzel, değil mi..?”

– “Güzel de laf mı..? İlik gibi dedim ya… Her yeri am, karının. Baktıkça sikim kalkıyor…”

– “Ne adamsın be…”

– “Ne adamı var mı şimdi bunun… O götün güzelliğine baksana… Üstelik bir de açıyor orospu… Valla sikemezsem deliririm…”

– “Olur mu yav..? Kocası var…”

– “Kocasını boşver canım…”

– “Nasıl boş vereyim yani… Herif burada…”

– “Ne yani..? Sen sikmek istemez miydin..?”

– “Tabii ki isterdim… Ama nasıl yapıcaz ki..?”

– “Sandığın kadar zor değil oğlum… Sen bana bırak bu işleri…”

– “Lan manyaklık etme… Nasıl sikeceksin karıyı kocasının yanında..?”

– “Orasına karışma… Sen sikmek istiyor musun onu söyle bana…”

– “İstiyorum tabii deli misin..? Yıllardır istiyorum zaten de, bir türlü denk getiremiyorum işte…”

– “Tamam o zaman… Önce ben sikerim, sonra sen… Sonra da, istersen beraber sikeriz…”

– “Sen uçuyorsun valla…”

– “Ne uçması oğlum..? Karının amı yanıyor amı… Vermek için içi gidiyordur şimdi…”

– “Tabii, senin yakışıklılığına tav oldu değil mi..?”

– “Oğlum sen hakkaten safsın be… Karının içkisine ilacı dayadım… Görmüyor musun, yerinde duramıyor…”

– “Sen şeytanın tekisin… Peki kocası ne olacak..?”

– “Onu da; içkiyle bayıltırız nasıl olsa…”

Konuşmaları bitmek üzereydi. Elimdeki şişeyi aldığım yere koyup, yakalanmadan bardan uzaklaştım ve gidip yerime oturdum. Duyduklarım ve bulduğum afrodizyak şişesi beni serseme çevirmişti. Hakkı’yla yeni tanışmıştık. Can’a söylerken duyduğum kadarıyla da, herif daha ilk görüşte karımın içine düşmüş ve onu sikmeyi kafaya koymuştu. Bizi eve davet etmesinin ardında yatan nedenin bu olduğunu, artık biliyordum. Kafasından geçenleri gerçekleştirebilmek için de, daha oturur oturmaz, karıma afrodizyaklı içki vermişti. Onu böylece azdırıp, beni de sarhoş edip bayılttıktan sonrasıyla ilgili niyetlerini de, Can’a açık açık söylemişti zaten. Üstelik bu yetmiyormuş gibi, Can da karımı sikmek niyetindeydi.

Doğrusu, iyi yere dükkan açmıştık.

Bütün bu olanlar son derece garipti tabii. Ama, aynı anda daha da garip bir bir şey dikkatimi çekmişti. O da hiç kızmamış olmamdı. Normal olarak içimi doldurması gereken öfke ortada yoktu. Onun yerine, son derece tahrik olduğumu hissediyor ve şaşırıyordum. Şaşmayacak gibi değildi zaten. Herifler karımı sikmeye niyetlenip, bunun için planlar yapıyordu ve benim tepkim ise, sikimin kalkması olmuştu.

Karşımda oturan Şule’ye baktım. İçkisi bitmek üzereydi ve anladığım kadarıyla afrodizyak etkisini göstermeye başlamıştı bile. Yanaklarının hafifçe kızardığını, gözlerinin parlamaya başladığını görebiliyordum. Eteği de, sanki başta olduğundan daha fazla sıyrılmış gibiydi. Bacaklarının güzelliği, Hakkı’yı anlamama yardımcı oluyordu. Gerçekten de sik kaldırıcı bir manzara sergiliyordu karım. Fazla düşünmeme zaman kalmadan, Can’la Hakkı salona geri döndüler.

Hakkı artık en küçük bir hareketini bile kaçırmadan Şule’yi izliyordu. Böylece ortala ilginç bir durum çıkmış oluyordu. Can’la Hakkı’nın üstünde, planlarıyla ilgili bir gerilim vardı. Ben onların niyetini bildiğim için gerilim içindeydim. Şule ise bütün bu gelişmelerin dışında kalmıştı. Hiç bir şeyden haberi yoktu ve hem akşam boyu içtiği viskilerden kaynaklanan kafa iyiliğiyle, keyfi son derece yerinde, oturuyordu. Afrodizyak da üzerindeki etkisini göstermeye başlamış olmalıydı. Eskisi kadar sakin görünmüyor, yerinde kıpırdanıp duruyordu. En hareketlenen yeri de bacaklarıydı. Bu yüzden eteği artık iyice sıyrılmıştı.

İçkisi bittiğinde, Hakkı yerinden fırlayıp bardağı onun elinden neredeyse kaptı. Bu arada benim içkim de bitmişti. İkimizin bardaklarıyla yeniden barın arkasına dolandı ve Şule’nin bardağını yine tezgahın altına indirdi. Herif karımın yeteri derecede azmamış olduğunu düşünüyor olmalıydı. Onu uyandırmamak için, bakışlarımı yeniden Can’a çevirdim. Galiba en iyisi, olayları kendi akışına bırakmaktı. Neler olabileceğini merak etmeye başlamıştım.

Hakkı viski bardağını elime verdiğinde, neredeyse tepeleme doldurmuş olduğunu gördüm. Adamın niyeti, benden biran önce kurtulmaktı. Ama, benim içkiye ne kadar dayanaklı olduğumu bilmiyordu tabii. Sesimi çıkarmadan, koca bir yudum aldım visk**en. Sonra da karımın viskisini dudaklarına götürüşünü ve içişini izledim. Gerçekte içtiğinin ne olduğunu bilse, ne düşünürdü acaba?

Bir süre sonra Şule içkisini de yarılamıştı. Bu arada afrodizyak da, etkisini iyice göstermeye başlamış ve artık yerinde duramaz olmuştu. Birara eğilip ayakkaplarını çözdü ve çıkardı. Sonra da koltukta yan dönüp, bacaklarını koltuğun kol dayama yerinin üstünden sarkıttı. Şimdi eteği daha da sıyrılmıştı tabii. Üçümüz de, çıplak kalçasını görebiliyorduk. Üstelik böyle otururken vücudu iyice büküldüğü için; giysisinin ön kısmı da oyunlar oynamaya başlamış, memelerinden biri, neredeyse ucuna kadar meydana çıkmıştı. Hakkı’nın da, Can’ın da gözlerinin parladığını görebiliyordum.

Çaktırmadan Hakkı’yı incelemeye başladım. Can’a mutfakta, “karıya baktıkça sikim kalkıyor” derken yalan söylememişti. Gerçi bacak bacak üstüne atıp biraz gizlemişti ama, yine de, pantolonun önünde kocaman bir kabarıklık meydana geldiğini görebiliyordum. Sonra Can’ın sikinin de kalkmış olduğunu farkettim. Bu durum; daha da tahrik olmama yol açarak, beni iyice şaşırttı. Sanki benliğimin derinliklerinde hep gizli kalmış bir şeyler ortaya çıkıyordu. Başka türlü bir açıklama bulamıyordum. Öyle ya, iki erkek karımı sikmeyi kafalarına koymuştu ve ben bunu biliyordum. Uygun zamanın gelmesini beklerlerken de, kalkmış sikleriyle onu seyrediyorlardı. Şule de peşpeşe devirdiği afrodizyaklı iki bardak visk**en sonra, güzelliklerini büyük bir umursamazlıkla sergilemeye başlamıştı. Benim bütün bunlara tepkim ise tahrik olmak ve sikimin kalkması oluyordu.

Hakkı yerinden kalkıp Şule’ye doğru yürüdüğünde, düşüncelerim dağıldı. Dikkatimi, yine onu izlemeye verdim. Çünkü niyetinin, onun boşalan bardağını almak olduğunu anlamıştım. Sırtı bana dönük olduğu için ben göremiyordum gerçi ama, Şule, Hakkı’nın pantolonundaki kocaman kabarıklığı mutlaka farketmiş olmalıydı. Dumanlı gözlerle oraya baktığını gördüğümde, yanılmadığımı anladım. Kendisi için kalkan siki görmüştü. Hakkı da, bilinçli bir biçimde yavaş hareket ediyor ve sanki kendini seyrettirmek istiyordu. Sonunda elinde bardakla bara yöneldiğinde, yine ustaca bir manevrayla kendini bana önden göstermeden geçip gitti. Onun bu işleri çok iyi bildiğini anladım ben de.

Bu sefer viskiye afrodizyak karıştırmaya gerek görmemişti. Ama barda epeyce oyalandı. Sikinin inmesini beklediğini biliyordum. Sonra Şule’nin içkisini getirip, benim daha tam boşalmamış bardağımı aldı. Öyle ya, sarhoş edilip devre dışı bırakılması gereken bendim. Karım ise kıvamına gelmiş gibi görünüyordu. Bu sefer de tepeleme doluydu bardağım. O an için yapabilecek tek şay vardı. O da; Can ve Hakkı’nın yaptığını yapıp, Şule’yi seyretmekti.

Doğrusunu söylemek gerekirse; gözlerimizin önündeki manzara, gerçekten de seyretmeye değerdi. Karım bizlere yan dönmüş, bacakları koltuğun kol dayama yerinin üstüne uzatmış otururken, dış tarafta kalan bacağını ötekinin üstüne atmıştı. Böylece çıplak kalçası daha çok görünür hale gelmişti. Gerçi Can’la Hakkı, onun kıçında külot olmadığından henüz emin olamamışlardı ama, iyice kuşkulanmışlardı herhalde. Bu yetmiyormuş gibi, sürekli olarak ayak parmaklarını oynatıp duruyordu. Üçümüz de başka tarafa bakamaz olmuştuk. Ama o, böyle oturmaktan sıkılmıştı galiba. Bacaklarını indirip, tekrar yüzünü bize döndü. Bunu yaparken bacakları iyice aralanmış ve kısa bin an için amının kılları ortaya çıkmıştı. İşte bu öldürücü darbeydi. Artık Can da Hakkı da, karımın kilotu olmadığını biliyordu.

Hızla düşünüyor, duygularımı inceliyor ve ne yapmak gerektiği konusunda bir karar vermeye çalışıyordum. Gözlerimin önünde, Can ve Hakkı’nın karımı nasıl sikeceklerinin resimleri uçuşmaya başlamıştı. Bunu son derece güçlü bir biçimde arzuladığımın farkındaydım. Peki nasıl olacaktı bu iş? Aklıma ilk gelen, Hakkı’nın istediği gibi sarhoş olup bayılmak ve böylece onlara aradıkları fırsatı vermekti. Ama olup bitecekleri mutlaka seyretmek de istiyordum. Üstelik karımın seyredildiğini, en azından şimdilik bilmemesi de gerekiyordu. Aksi halde kendini bırakamayacağından emindim. Her neyse, ilk yapmam gereken, bayılma nuramasıydı.

Bardağımda kalan viskiyi kafama dikip, peltekleştirmeye özen gösterdiğim bir dille Hakkı’ya “kendime bir içki daha alıp alamayacağımı” sordum. Bu onu öylesine mutlu etmişti ki, anlatamam. Bardan doldurduğum bardakla tekrar yerime oturduğumda, Şule, biraz daha yerinde duramaz hale gelmişti. Şimdi kalçalarını koltuğun ön tarafına getirip iyice arkasına yaslanmış durumda oturuyordu. Çıplak ayaklarının yalnızca parmak uçları yere değiyordu. Dizleri, bir karıştan fazla ayrıktı ve eteği alabildiğine sıyrılmıştı. Eteğin kumaşını bacaklarının arasına soktuğu için, amı görünmüyordu.

Beklenenin aksine, duyduğum heyecanın etkisinden olacak, cin gibi ayılmıştım sanki. Ama bunu kimse bilmiyordu. Aksine, Can da Hakkı da, artık düşmek üzere olduğumdan emin gibiydiler. Hakkı, Şule’nin tam karşısında oturuyordu. Artık beni fazla umursamadığı için de, ilginç şeyler yapmaya başlamıştı. Tıpkı karım gibi, o da kalçalarını koltuğun ön tarafına kaydırmış, arkaya iyice yaslanıp, yarı yatar duruma gelmişti. Bacakları alabildiğine aralıktı. Pantolonun önündeki kocaman kabarıklık, açıkça görülüyordu. Üstelik, sanki işi garantiye almak istiyormuş gibi, zaman zaman elini götürüp kalkmış sikini okşuyor ve bunu yapaken de, Şule’nin gözlerinin içine bakıyordu.

Karım da gözlerini, kendisi için kalktığını bildiği sikten alamıyordu bir türlü. Ağzı yarı aralıktı. Gözleri buğulanmıştı. Burun kanatlarının oynadığını görebiliyordum. Artık tam sikilecek kıvama gelmişti ve sikilmeyi son derece istediğini de belli ediyordu. Birden yerinden kalkması, üçümüzü de şaşırttı. Parmaklarının ucunda, kalçalarını çalkalayarak bara doğru yürümesini hep birlikte seyrettik. Barın arkasına geçip bardağını tezgahın üstüne koydu ve elini buz kovasına daldırdı. Aynı anda da Hakkı fırladı yerinden ve hızla onun yanına gitti. Şimdi ikisi de tezgahın arkasındaydılar ve Hakkı karıma yardım ediyormuş gibi görünüyordu.

Can da ben de onları dikkatle seyrediyorduk. Ama ikisinin de bize aldırdığı yoktu. Bizimle hiç ilgilenmiyorlardı sanki. Şule’nin iki eli de tezgahın üstündeydi. Bir eliyle bardağını tutmuştu, diğeriyle de buz kovasından aldığı buzları bardağa koyuyordu. Hakkı onun sol tarafındaydı. Sol eliyle viski şişesini tutmuştu. Sağ eli ise aşağıdaydı. Karıma biraz daha sokulduğunda, bir şeyler yapacağından kuşkulandım. Neredeyse aynı anda Şule’nin yüzünde garip bir ifade belirdi. Sarsıldığını ve alt dudağını ısırdığını gördüm. Hakkı’nın elini arkadan getirip eteğinin altına, bacaklarının arasına soktuğundan emindim. Doğrusu herifi alkışlamak gerekiyordu. Gerçekten son derece cesurdu.

Sonra karımın vücudu daha da şiddetle sarsıldı. Gözlerini kapamıştı. Bir eli bardağı kavramış, öbür eli buz kovasının içinde, donup kalmıştı sanki. Hakkı’nın amıyla oynadığını anlamamak için salak olmak gerekirdi. Sikimin çatlayacak hale geldiğini ve zonkladığını hissediyordum. Şule de son derece heyecanlanmış olmalıydı. Vücudunun görünen üst kısmına bakarak, alt kısmının kıvrılıp büküldüğünü anlayabiliyordum. Herif karımı parmağıyla sikiyordu düpedüz. O da bundan çok büyük bir zevk alıyordu. Zaman kavramını yitirdiğim için, öyle ne kadar kaldıklarının farkında değildim. Sonra Şule’nin vücudu hafif hafif sarsılmaya başladı. Beli geliyordu. İşler, kelimenin tam anlamıyla kontrolden çıkmıştı artık.

Kendini toparlayıp elinde bardağıyla tekrar yerine giderken, benimle gözgöze gelemedi karım. Ama oturuşuna bakılırsa, yaşadığından pişman olduğu söylenemezdi. Şimdi dizleri daha da aralık oturuyordu. Gerçi yine eteğin kumaşını bacaklarının arasına sokup kasıklarını örtmüştü ama, yalnızca ancak küçük bir kilotun örtebileceği kadar bir yer gizlenmiş durumdaydı. Buna karşılık, iki bacağının da iç tarafında, hafifçe parlayan bir ıslaklık olduğunu görebiliyordum. Hakkı ise hala barın arkasındaydı ve Can’a bakarak, pis pis sırıtıyordu. Sonra o da gelip yerine oturdu ve Şule’nin gözlerinin içine bakarak, sağ elinin işaret parmağını ağzına götürüp emmeye başladı. Gerçekten de ustaydı herif.

Artık işi fazla uzatmamak gerektiğinin farkındaydım. Ya karımı alıp oradan gidecektim, ya da kalıp onu sikmelerine izin verecektim. Mantığım gitmeyi, duygularım ise bir yolunu bulup, Hakkı’ya Can’a aradıkları fırsatı vermeyi ve onlar karımı sikerken seyretmeyi emrediyordu. Sonunda duygularım kazandı.

İyice sallanarak kalktım koltuktan. Sonra da Hakkı’ya, içerde biraz yatıp kendime gelebileceğim bir oda olup olmadığını sordum. O da, Can da çok sevinmişlerdi tabii. Bu arada Şule’nin de rahatladığını farkediyordum. Hakkı önüme düşüp beni, içerdeki küçük bir odaya götürdü. Kilitteki anahtarı görünce, deli gibi sevindim.

– “Ben uyuycam… Tamam mı..?” dedim iyice yayılan bir dille, “Kimse beni rahatsız etmesin bak haaa…”

Sonra da kapıyı kapatıp anahtarı çevirdim. Bir süre kapının önünde kaldı Hakkı. Hatta kapıyı açmayı bile denedi. Sonra uzaklaştığını duydum. Hemen terasa açılan kapıya yöneldim. Hiç gürültü çıkarmadan açıldı kapı. Ayakkabılarımı çıkarıp, terasın beton zemininde sessizce yürüyerek salonun pencerelerine doğru gittim. İnce tül perdeler, içeriyi olduğu gibi görmeme olanak veriyordu. Onların beni görmesi ise çok zordu. Ayrıca kimsenin bakacağını da sanmıyordum. En büyük avantajım, üstlerdeki üç küçük camın da açık olmasıydı. Bu sayede, her şeyi duyabilecektim.

Şule’nin oturduğu koltuk cama çok yakındı. Bulunduğum yerle arasında yalnızca iki metre kadar mesafe vardı. Onu yandan seyrediyordum. O kadar hızlı gelmiştim ki, Hakkı daha yeni giriyordu salona. Hiç duraklamadan, karımın oturduğu koltuğa doğru yürüdü ve önünde yere diz çöktü. Elini uzatıp karımın bacağının iç tarafını okşamaya başladı.

– “Can…” dedi sorda da, “Sen biraz stüdyoya gitsene…”

Ona bakmamıştı bile. Gözleri karımın bacaklarının arasına dikiliydi. Şule de, gözlerini ondan ayıramıyordu. Hakkı öteki elini de götürüp bacaklarını iyice birbirinden ayırdığında, koltukta biraz daha öne kayıp, kalçalarını iyice kenara getirdi yalnızca. Şimdi eteği neredeyse beline kadar sıyrılmıştı. Hakkı, az önce parmağını soktuğu o güzelim amın şimdi tam içine bakıyordu. Sonra başı, karımın kasıklarına gömülüverdi.

– “Ohhhhh…” diye inledi Şule.

Ayaklarının yerden kesildiğini ve havalanıp Hakkı’nın omuzlarına yerleştiğini gördüm. Daha iyi yalanmak için, kendini tabak gibi açmıştı şimdi. Bir elini uzatıp parmaklarını Hakkı’nın saçları arasına geçirirken, öbür eli de memelerini okşamaya başlamıştı. O kadar çok heyecanlanmıştım ki, neredeyse belim gelecekti. Gözlerimin önündeki manzara o kadar güzeldi ki, kelimelerle anlatılması mümkün değilmiş gibi geliyordu bana. Karım kendinden geçmiş gibiydi. Afrodizyak etkisiyle saatlerden beri alev alev yanmakta olan amının içine giren dil, onu mestetmişti. Sonra tüm vücudu sarsılmaya başladı. Beli geliyordu. Kendini tutamamıştı.

Şule’nin ne kadar güzel sikiştiğini, sikilmeyi ne kadar sevdiğini, benim kadar iyi bilen olamazdı. Şimdiye kadar yaptıklarına bakarak, Hakkı’nın da hızlı bir sikici olduğu yargısına varıyordum. İkisi biraraya geldiklerinde, ortaya seyrine doyum olmayacak bir sikiş çıkacağınan emindim. Gördüklerim de, bu düşüncemin yanlış olmadığını belli ediyordu.

Karım yine çırpınmaya başlamıştı. Hakkı dilini çok ustaca kullanıyor olmalıydı. Yıllardır yalamaya doyamadığım o güzelim amın, şimdi onun ağzının altında nasıl açıldığını görür gibiydim. Birden derin bir “Iımmmmmhhhhh” çıktı Şule’nin ağzından. Tük vücudu sarsılıyor, tekrar beli geliyordu.

Sonra Hakkı’nın durduğunu ve başını karımın bacakları arasından çıkardığını gördüm. Birden ayağa kalktı ve pantolonunu çözmeye başladı. Akıl almayacak kadar kısa bir süre sonra belden aşağısı çıplak kalmıştı. Gözlerimi sikinden alamıyordum. Beklediğimden, sandığımdan çok daha büyüktü. Tıpkı sahibinin çıplak bacakları gibi, onun da neredeyse her tarafı kıllarla kaplıydı. Şule’nin gözleri de o noktada kitlenip kalmıştı sanki. Büyülenmiş gibi, biraz sonra içine girecek olan bu allameyi seyrediyordu. Elini götürüp, amını okşamaya başladı. Bulunduğum yerden göremiyordum ama; parmaklarının altındaki amın, tıpkı susamış bir ağız gibi açılmış, içine girecek siki sabırsızlıkla beklemekte olduğundan emindim.

Hakkı da acele ediyordu zaten. Yeniden karıma sokuldu ve bacaklarını dizlerinin arkalarından tutarak kaldırdı, sonra da göğsüne doğru bastırıp, onu adeta ikiye katladı. Kendi de, dizlerini biraz büküp iyice sokuldu ona. Siki, az sonra içine gireceği o güzelim amın dudaklarına sürünmeye başlamıştı bile. Birden Şule’nin elini uzattığını ve parmaklarının Hakkı’nın sikinin çevresine dolandığını gördüm.

– “Hadi sok artık n’olursun…” dedi, yalvaran bir sesle, “Ohhhh sok bana hadi…”

– “Sikilmek mi istiyorsun..?”

– “Ohhh evet… Ohhhh sikilmek istiyorum… Hadi sok n’olursun…”

– “Kocan içerde sızdı, biliyorsun değil mi… O baygın yatıyor ve sen sikilmek istiyorsun, öyle mi..?”

– “Ohhh evet… Beni sikmeni istiyorum anlıyor musun..? Saatlerce kalkmış sikini seyrettirdin bana… Şimdi onu yemek istiyorum… Hadi geçir bana… Gel hadi sik beni… Sik beni… Ohhhh sik beni n’olur…

Birden dibine kadar geçirdi Hakkı. Koltukta neredeyse ikiye katladığı karımın üstüne çökmüş, onu altına alıp ezmişti. Sonra pompalamaya başladı. Tam bir fırlamaydı doğrusu. Dediğini yapmıştı işte. Şule’yi sikiyordu. Üstelik onu bir de yalvarttırmıştı.

Olduğum yerde çömelmiş, nefes bile almadan seyrediyordum. Bulunduğum yerden, Hakkı’nın o kocaman sikinin karımın amına girip çıkışını, en ince ayrıntısına kadar görüyordum. Şule’nin amının dudakları, içindeki sikin çevresine sımsıkı sarılmıştı. Müthiş bir manzaraydı bu. Ben de, yüzlerce kez sikmiştim o amı. Fakat sikimin girip çıkışını böylesine yakından izlememe, elbetteki imkan olmamıştı. Başka bir yere bakamıyordum sanki.

Uzun ve sert hareketle sikiyordu Hakkı. Geri çekildiğinde siki neredeyse ucuna kadar çıkıyor, sonra bir hamlede dibine kadar geçiriyor ve taşakları karımın o güzelim götüne yapışıyordu. O da iyice tahrik olmuştu tabii. Bütün akşam boyunca Şule’nin içine düşmüş ve siki neredeyse hiç inmemişti. Fazla dayanabileceğini sanmıyordum. Hareketlerinin giderek hızlanması da, haksız olmadığımı belli ediyordu zaten. Bu arada ben de kendimi zor tutuyordum doğrusu. Sanki o koltuğun üstünde karımı siken Hakkı değil de benmişim gibi hissediyordum kendimi. Tarifi imkansız bir duygunun pençesindeydim. Heyecandan titreyen parmaklarımla pantolonumun fermuarını indirdim ve zonklamakta olan sikimi dışarı çıkardım. Belim geldiğinde, çamaşırlarımın berbat olmasını istemiyordum.

Karımın yüzü iyice çarpılmıştı artık. Duyduğu zevk, onu kendinden geçirmişti sanki. İki eliyle, Hakkı’nın, bacaklarını göğsüne doğru bastıran ellerini bileklerinden kavramıştı. Kalçaları kıvranıyor, içine girip çıkan sikin altında adeta dansediyordu. İnlemeleri, artık küçük birer çığlığa dönüşmüştü. Belinin gelmek üzere olduğunu görebiliyordum. Sonra Hakkı’nın ağzından ulumaya benzer bir ses çıktı. Bir anda dibine kadar geçirmişti karıma. Kalçalarının titrediğini görüyordum. Bu titremeler, tıpkı bir elektrik akımı gibi Şule’ye de geçiverdi. O ikiye katlanmış haliyle, koltukta çırpınıyordu karım.

Aynı anda, ikisinin de beli geliyordu.

Ben de bunu bekliyordum sanki. Belim terasın betonuna fışkırmaya başladı. Elimi bile değmemiştim sikime. Ama kendimi daha fazla da tutamamıştım işte. Tek yapabildiğim, duyduğum büyük zevkin verdiği duyguların, dudaklarımdan naralar halinde dışarı taşmasını önlemeye çalışmaktı.

Kendimi topladığımda, yeniden içeriye baktım. Hakkı sikini karımın amından çıkarmış ve geri çekilmişti. O kocaman siki, biraz inmiş gibiydi. Karım ise koltuğun üstünde, mestolmuş bir halde kendini toplamaya çalışıyordu. Bu ilk sikişin ne Hakkı’ya, ne de Şule’ye yetmediği belliydi. Yalnızca nefeslenmek için durmuş gibiydiler. Bunun farkına varmak, daha kendime tam gelememişken, yeniden heyecanlanmama neden oluyordu.

İlk hareket karımdan geldi. Doğrulup, elini Hakkı’nın sikine uzattığını gördüm. Parmakları, biraz önce amına girip çıkan, tohumlarını rahminin ağzına fışkırtmış, yarı inik o koca sikin çevresine dolandı. Sonra; hafif hafif, sanki incitmekten korkar gibi okşamaya başladı. Gözleri yine yarı kapalıydı. Yüzüne, sikilmek istediği zamanlarda hakim olan o anlatılmaz ifade, yine gelip yerleşmişti. Onca afrodizyaktan sonra, yalnızca bir kere sikilmekle yetinmesine olanak olmadığı belliydi.

Sikinde dolaşan parmaklar, Hakkı’nın üstünde beklenen etkiyi yaratmakta gecikmemişti tabii. Büyük bir hızla huylanıyordu. Bir anda, yeniden dimdik ve kocaman olmuştu siki. Biraz daha sokuldu karıma. Aklını başından alan sikin böyle yakınına gelmesi, Şule’yi daha da heyecanlandırmış gibiydi. Koltukta kıpırdanıp duruyordu. Sonra iyice doğrulup, o da Hakkı’ya sokuldu biraz. Şimdi herifin kocaman siki, neredeyse karımın yüzüne deyiyordu. Nefes bile almadan olup bitenleri izliyordum. Büyülenmiş gibi Şule’nin ağzını açışını ve o güzelim dudaklarının Hakkı’nın sikinin koca bir mantara benzeyen başına kapanışını seyrettim. Az önce amına girip çıkan, içinde tohumlarını fışkırtan sik, şimdi ağzındaydı karımın.

Şule’nin; alev alev yanan, kıpır kıpır diliyle insanın aklını başından alan, o çıldırtıcı ağzını çok iyi biliyordum. Yüzlerce kez, sikimin o ağzın içinde eridiğini hissederek mestolmuştum. Şimdi ise benim yerimde Hakkı vardı. Sikim yeniden taş gibi sertleşmişti. Hiç bir şeyi kaçırmamaya çalışarak seyretmeyi sürdürüyordum.

Karımın başı sürekli oynuyor, Hakkı’nın sikini ağzının derinliklerine alıp çıkarıyordu. Herifin yüzünde, ne kadar zevk almakta olduğunu açıkça belli eden bir ifade vardı. Başı hafifçe arkaya devrilmiş, gözlerini yarı kapatmıştı. İki eli, birer pençe gibi Şule’nin omuzlarını kavramıştı. Sonra kalçalarını ileri geri oynatmaya başladı. Artık sikini karımın ağzına sokup çıkarıyor, onu ağzından adeta sikiyordu. Manzara müthişti.

Sonra gözlerim salonun kapısında farkettiğim kıpırdanmaya takıldı. Can çaktırmadan gelmiş, tıpkı benim gibi, onları seyrediyordu. Aramızdaki mesafe yüzünden yüzünü tam göremiyordum ama, onun da son derece tahrik olduğundan emindim. Karımı sikmek için sırasını beklerken, seyretme fırsatını da kaçırmak istemiyordu anlaşılan.

Bu arada Hakkı’nın hareketleri giderek hızlanmış, sikini Şule’nin ağzına hırsla sokup çıkarmaya başlamıştı. Karımın gözleri kapalıydı. Yüzünde zevkten erimiş olduğunu açıkça gösteren bir ifade vardı. İki eliyle koltuğun kenarlarını sımsıkı kavramış, kendini alabildiğine bırakmıştı. Herif onu ağzından sikiyor, o da büyük bir teslimiyetle veriyordu. Burnundan çıkan mırıldanma ve inlemeler, bundan ne kadar çok hoşlandığını açıkça belli ediyordu.

Hakkı’nın ağzından hırıltılar çıkmaya başlamıştı. Belini getirmek üzere olduğu belliydi. Kalçalarının hareketleri giderek hızlanıyor, siki her bastırışında, karımın ağzına biraz daha çok giriyordu.

– “Ohhh ağzın am gibi…” dedi hırıldayan bir sesle. “Hadi iyice em bakayım sikimi… İyice em… Ohh şimdi fışkırtacağım ağzına… Gırtlağına fışkırtacağım şimdi… Ohh hadi yut tohumlarımı orospu… Yut tohumlarımı…”

Kalçalarının titrediğini görebiliyordum. Sonra vücudu da kasılmaya başladı. Aynı anda karımın boğazı da oynamaya başlamıştı. Tanrım, herif gerçekten de ağzında fışkırtıyor, o da büyük bir iştahla hepsini yutuyordu. Aynı anda onun da bütün vücudu titremeye, sarsılmaya başlamıştı. Hakkı’nın tohumları midesine inerken, o da belini getiriyordu.

Aslında yine patlama noktasına gelmiştim ama, kendimi kontrol etmeye çalışıyordum. Seyredeceklerimin bu kadarla kalmayacağı kesindi. Doğrusunu söylemek gerekirse, Hakkı planını aynen uyguluyordu. En azından söylediklerinin ilkini yerine getirmiş ve karımı sikmişti. Şimdi Can’a verdiği “ona da siktirme” sözünü tutacağından kuşkum yoktu. Zaten Can da hazırdı buna. Öte yandan, Hakkı’nın işi şimdilik bitmiş gibi görünüyordu. Şule’nin ağzında patlattıktan sonra, karşısındaki koltuğa oturmuş dinleniyordu. O kocaman siki yarıyarıya inmişti. Sonra yerinden kalkıp, salondan çıktı.

Karım, hala koltukta oturuyordu. Eteği artık beline kadar sıvalı, bacakları alabildiğine açıktı. Sağ elinin parmakları ise amıyla oynuyordu. Tanrım, sikilmeye doymamış olduğu öylesine belliydi ki. Çok geçmeden geri döneceğini tahmin ettiği Hakkı’yı beklediğini anlıyordum.

Gözlerimi ayırmadan onu seyretmekte olduğum için, Can’ın salona girdiğini, ancak Şule’nin yüzünde beliren şaşkınlıktan anlayabildim. Gözlerimi kapıya çevirdiğimde gördüğüm manzara beni de şaşırttı. Çırıl çıplaktı Can. Adaleli ve güneş yanığı bir vücudu vardı ama, ne karım ne de ben, işin bu tarafıyla pek ilgilenmiyorduk. İkimizin de dikkati, çelik bir yay gibi yukarıya kıvrık duran sikine yönelmişti.

Acele etmeden, karıma doğru yürüdü Can. Gözleriyle sanki onu yiyip bitiriyor gibiydi. Şule’yi “yıllardan beri sikmek istediğini” söylemişti Hakkı’ya. Şimdi yakalamıştı bu fırsatı işte. Karım, parmakları hala yeni sikilmiş amında, dudakları yarı aralık ve yüzünde içindeki sikilme isteğini açıkça ortaya koyan bir ifade ile onu bekliyordu. Can iyice yaklaştığında, birden kalkıverdi koltuktan. Sonra arkasını Can’a dönüp, dizlerinin üstünde, yeniden çıktı koltuğa. Ellerini koltuğun arkalığına dayamış, kıçını dışarı çıkarmış, belini bükmüştü.

Yeni bir siki içine almak için hazır bekliyordu.

Fazla bekletmedi Can onu. Arkadan sokulup sikini önünde açılmış bekleyen o güzelim amın dudakları arasına yerleştirdi ve bir anda dibine kadar geçirdi karıma. Şule’nin gözleri kaymıştı. Hiç itiraz etmeden, kendini ikinci bir adama siktiriyordu. İtiraz etmek ne kelime, zevkten bayıldığını görebiliyordum. Can da zevkten uçmuştu tabii. İki eliyle karımı belinden kavramış, gözleri yarı kapalı, hırsla sikiyordu. Birden belini getirmeye başladı. Vücudu sarsılıyor, kıçının yanakları titriyordu. Bütün gece heyecanla bu anın gelmesini beklemiş, üstelik, Hakkı karımı sikerken seyretmişti. Bunun onu daha da tahrik etmiş olduğu kesindi. Kendini tutamamıştı işte. Tohumlarını Şule’nin amına dolduruyordu.

İçindeki sikin fışkırdığını hissetmek de, karıma yetmişti tabii. Vücudunun dalga dalga sarsılıp çırpındığını, adeta kendinden geçerek belini getirdiğini görebiliyordum.

Durulmalarını elbetteki beklemiyordum ama, Can’ın sanki hiç bir şey olmamış gibi karımı sikmeyi sürdürdüğünü görünce, yine de şaşırdım. Yoksa Hakkı ona da mı afrodizyak vermişti acaba?

Şule’nin yüzü bana dönüktü. Zevkten kaymış gözleriyle, hiç bir yere bakmıyor gibiydi. Beni aklına bile getirmediğinden emindim. Normal halinde bile sikilmekten ne kadar hoşlandığını bildiğimden, şimdi bir de afrodizyak etkisindeyken ne hale geldiğini tahmin edebiliyordum. Dünyadan kopmuş gibiydi. O anda içine girip çıkan sikten başka hiç bir şeye ilgi duymadığı belliydi.

Can, başını arkaya atmış, gözlerini kapamıştı. Ne kadar zevk aldığı yüzünden açıkça belli oluyordu. Durmadan pompalıyor, sikini, karımın artık iyice şişmiş ve içi tıkabasa bellerle dolmuş olması gereken amına sokup çıkarıyor, onu çıldırtıyordu. Manzara müthişti doğrusu. Seyretmeye doyamıyordum. Elimi sikime dokundurursam hemen patlayacağımın farkındaydım. Bunu mümkün olduğu kadar geciktirmek istiyordum. İçimden gelen bir ses, daha da müthiş şeyler seyredeceğimi söylüyordu sanki.

Daha bu düşünceler kafamın içinden tam geçemeden, Can’ın Şule’nin belindeki ellerinden birini çekip, hemen önündeki o yusyuvarlak kalçalara götürdüğünü gördüm. Önce birini avuçladı. Sonra da başparmağını aralarındaki yarığa sokuverdi. Karımın vücudunun elektrik çarpmış gibi titrediğini gördüm. Can’ın parmağı altındaki o küçük ve pembe göt deliğinin ne kadar duyarlı olduğunu benim kadar iyi bilen olamazdı. Onu kimbilir kaç kere yalamış, içine parmağımı, dilimi ve sonunda da sikimi sokmuştum. Kısacası o güzelim götü sikmeye bir türlü doyamamıştım. Şimdi ise orada bir başka erkeğin parmağı vardı.

Ama iş bununla kalmayacaktı tabii. Gerçi Can şimdilik yalnızca yoklama çekiyordu ama, karımın gösterdiği tepki nedeniyle, sikini bu iştah açıcı küçük deliğe de sokabileceğinden emin olmuştu bile. Bir taraftan da sikinin çevresine sımsıkı dolanmış olan amı sikmeyi sürdürüyordu. Sonra eli iyice haraketlendi. Artık başparmağını Şule’nin götüne sokup çıkarıyor olmalıydı.

Karım çıldırmış gibiydi. Kalçaları çalkalanıyor, dalgalanıyor, kıvranıyordu.

– “Ohhhh… Hadi götümden sik beni…” diye inlyedi birden. “Oh hadi götümden sik beni, n’olursun… Hadi götüme sok sikini…”

Can’ın o ana kadarki niyeti neydi, pek emin değildim ama, Şule’nin son sözleri, eğer varsa, kontrolü elinden kaçırmasına neden olmaya yetmişti. Kalçalarını geri çekerek, am suları ve bellerle sırısıl sıklam ıslanmış, pırıl pırıl parlayan sikini karımın amından çıkardığını gördüm. Sonra eliyle dibinden tutup, başını önündeki pembe göt deliğine dayayışını ve bastırmaya başlayışını, büyülenmiş gibi izledim. Yavaş yavaş giriyordu.

Şule’nin yüzü zevkten iyice çarpılmıştı. Yarı aralık gözlerle benim bulunduğum yere doğru bakıyordu. Ama hiçbir şey görmediğinden emindim. Can’ın kasıkları kalçalarına yapışıp, o çelik gibi sik tümüyle götüne gömüldüğünde, tüm vücudu sarsılmaya başladı. Ağzından küçük çığlıklar kaçırarak, kimbilir kaçıncı kez belini getiriyordu. Götü, Can’ın sikini bir mengene gibi sıkıştırmış olmalıydı. Sonra Can, karımın götünü sikmeye başladı. Yavaş ve uzun hareketlerle, sikini, o yumuşacık, ateş gibi yanan deliğe sokup çıkarıyor, sokup çıkarıyordu. Manzara, tek kelimeyle müthişti.

Belimin heran gelebileceğinin bilincinde ve bütün gücümle bunu geciktirmeye çalışarak, karımın sikilişini seyrediyordum. Sanki tepeden tırnağa, kocaman bir sik gibi hissediyordum kendimi. Tüm hayatım boyunca bu kadar çok tahrik olduğumu hatırlamıyordum. Bir taraftan da, Hakkı’nın mutfakta Can’a söylediği sözler kafamın içinde dansediyordu. Hakkı “karımı önce kendisinin sonra da Can’ın sikeceğini, en sonunda da birlikte sikebileceklerini” söylemişti. Şimdiye kadar seyrettiklerim, karımın gözlerimin önünde, ağzından, amından, götünden sikilmesi yetmezmiş gibi, şimdi de, büyük bir istekle bu sözlerin gerçekleşmesini bekliyor, umuyordum.

Bu arada Can da Şule’nin götünü sikmeyi sürdürüyordu. İki eliyle karımın ince belini sımsıkı kavramış, kalçalarının sert hareketleriyle ileri geri hareket ediyor, artık iyice kızarmış olan sikini sokup çıkarıyordu. Vücudunun adeleleri gerilip şişmişti. Onun da çok büyük bir zevk almakta olduğu açıkça belliydi. Gözlerimi biran için bile olsa onlardan ayıramadan, hiç bir ayrıntıyı kaçırmamaya çalışarak, büyülenmiş gibi seyrediyordum. Bu yüzden de, Hakkı’nın gelişini, hemen farkedemedim.

Tıpkı Can gibi, o da içerde soyunmuş, çırıl çıplak kalmıştı. O kocaman siki, yine kazık gibiydi. Sessizce gelip yanlarına sokuldu. Sonra da elini uzatıp, karımın sırtını okşamaya başladı. Şule’nin onun varlığından haberdar olması da, vücudunun üstünde dolaşan bu üçüncü el nedeniyle oldu. Başını çevirip Hakkı’ya baktığını gördüm. Sonra gözleri, o kocaman kıllı sike takıldı ve mümkünmüş gibi, daha da çok şehvet ve sabırsızlıkla parlamaya başladı. Tanrım, artık beklentim gerçekleşmek üzereydi. İkisi birlikte sikeceklerdi karımı.

Hakkı’nın da fazla sabırlı olmadığı kesindi. Koltuğun arka tarafına dolandı. Parmaklarını saçlarının arasına geçirip Şule’nin başını tuttu ve ona doğru sokuldu. O kocaman sik, şimdi karımın yüzüne değmeye başlamıştı. Büyük bir heyecanla, o öpmeye doyamadığım dudakların açıldığını gördüm. Hakkı biraz daha yaklaştı ve sikini biranda Şule’nin ağzına sokuverdi. Bu, karımın belinin bir kez daha gelmesi için yeterli olmuştu. Yine tüm vücudu sarsılıp dalgalanıyor, kalçaları sağa sola dansediyordu. Can hareketsiz kalmıştı. Siki, o küçük göt deliğinin içinde tekrar hapsolmuş olmalıydı.

Sonra duruldu karım. Aynı anda da, hem Can, hem de Hakkı pompalamaya başladılar. Biri götüne, öbürü ağzına sokup çıkarıyorlardı şimdi. Tıpkı Hakkı’nın söylediği gibi, önce ayrı ayrı sikmişlerdi karımı, şimdi de ikisi birden, iki taraftan sikiyorlardı. Artık kendimi tutmama olanak kalmamıştı. Elimi bile dokundurmadım sikime. Ama belim, birden fışkırmaya başladı. Başım dönüyor, gözlerim kararıyordu.

Yeniden içeriyi seyredebilecek kadar kendimi topladığımda gördüklerim yine müthişti. Can da, Hakkı da iyice hızlanmışlardı şimdi. Sikleri, birer piston gibi karımın götüne ve ağzına girip çıkıyordu. Şule ise kendini onlara bırakmış gibiydi. Gözleri sımsıkı kapalı, beli aşağı bükülmüş, kalçaları götüne girip çıkmakta olan sikin işini kolaylaştırmak için iyice havaya kalkmış, dudakları ağzına girip çıkmakta olan o kacaman kıllı sikin çevresine bir vantuz gibi yapışmış, sikiliyordu. Hem de ne sikiliyordu. İnlemeleri gerçi burnundan geliyordu ama, o kadar şiddetliydi ki, ben bile duyabiliyordum.

– “Ohhh, ağzın am gibi…” diye homurdandı Hakkı birden. “Ağzın am gibi orospu…”

Belini getirmek üzere olduğunun farkındaydım. Ama Can ondan çabuk davrandı. Birden dibine kadar geçirdi karımın götüne. Hayvani sesler çikarıyor, kalçaları kasılıyordu. Tanrım, belini Şule’nin o küçük götünün derinliklerine boşaltıyordu. Bir taraftan da, iki eliyle karımın dalgalanan, çırpınan vücudunu kontrol altında tutmaya çalışıyordu. Sonra Hakkı da getirmeye başladı.

Şule, gırtlağına fışkıran ilk salvoyla birlikte kontrolden çıkıverdi. Hakkı’nın kocaman siki biranda ağzından çıktı ve ikinci salvoyu yüzünün tam ortasına yedi. Bu onu daha da çıldırttı sanki. Öyle ki, Can da tutmayı beceremedi karımı. Bir anda onun siki de çıktı dışarı. Ama hala fışkırmaya devam ediyordu. Beyaz erkeklik sıvılarının havada geniş bir kavis çizip karımın o baştan çıkartıcı kalçalarına yağması öylesine tahrik edici bir manzaraydı ki, sikim yeniden taş gibi oluverdi bir anda.Sonra ayrıldılar. Can bir koltuğa, Hakkı bir koltuğa oturdu. Şule de oturduğu koltukta hafifçe yan dönüp, bacakları altında, adeta yığılıp kaldı.

Artık her şeyin bitmiş olması gerektiğini düşünüyordum. Öyle ya, Hakkı üç, Can da iki kere patlatmışlardı. Ama rekor tartışmasız karımdaydı. Tam sekiz kez çıkmıştı bulutların üstüne. Orada koltuğun üstünde, tüm yorgunluğu ve sikilmişliğiyle öylece otururken o kadar güzel, o kadar sikilesiydi ki, başımı döndürüyordu. O anda en çok istediğim, az öncesine kadar siklerin girip çıktığı, bellerin dolduğu amıyla götünü görebilmekti ama, oturuş biçimi buna izin vermiyordu. Şimdi yerinden kalkıp içeriye, beni uyuduğumu sandığı odaya gelse ve o birbirinden güzel deliklerini bana gösterse, bütün o vıcık vıcıklıklarıyla, sikilmişlikleriyle, bir kere de benim sikimin oralara girip çıkmasına olanak verse ne güzel olur diye düşünüyordum. En iyisi ses çıkarmadan ve görülmeden odaya geri dönmem olacaktı galiba.

On saniye sonra odaya geri dönmüş, pencereyi kapamış ve yatağın üstüne oturup Şule’yi beklemeye başlamıştım. Yaklaşık on dakika kadar da bekledim. Ama bir türlü gelmiyordu karım. Doğrusunu söylemek gerekirse merak etmeye başlamıştım yeniden. Sonunda dayanamadım ve tekrar terasa çıktım.

Salonda her şey, bıraktığım gibi değildi artık. Gerçi Hakkı ve Can, hala koltuklarda oturuyorlardı ama, Şule yerinde değildi. Koltuktan kalkmış, tam ortalık yere, yumuşak halının üzerine, sırtüstü yatmıştı. Bacaklarını alabildiğine açmış ve dizlerinden bükerek göğsüne doğru çekmişti. Tabak gibi açıktı yani. Sol elini kalçalarının altından geçirerek getirmiş, orta parmağını, az önce Can’ın sikinin girip çıktığı, tohumlarını fışkırttığı götüne sokmuştu. Sağ elini ise önden uzatmış, yine orta parmağını, işaret ve yüzük parmaklarıyla şişmiş dudaklarını iyice açtığı amına sokmuştu. Gözleri yarı kapalı, Hakkı ve Can’ın önünde, kendini parmaklarıyla sikiyordu karım. Hem amından, hem götünden.

Tanrım, hala sikilmeye doyamadığı belliydi. Hakkı’nın afrodizyakı onu öylesine etkilemişti ki, tam sekiz kez belini getirmesine rağmen, hala doymamıştı sikilmeye. Olduğum yerde donmuş kalmıştım. Biraz önce görmek istediğim iki delik de, vıcık vıcık olup iyice açılmış amı da, götü de gözlerimin önündeydi şimdi. Seyrine doyulmayacak bir manzaraydı bu.

Sonra akledip Hakkı’yla Can’a baktım. Onlar da büyülenmiş gibi seyrediyorlardı Şule’yi. Eze eze, amından, götünden, ağzından sikip yine de doyuramadıkları karımı, alev alev yanan gözlerle seyrediyorlardı. Can’ın siki bir kere daha kalkmış, dimdik olmuştu. Hakkı ise yarı kalkık sikini okşuyordu.

– “Sikilmek istiyorum…” dedi karım birden… “Ohhh daha çok sikilmek istiyorum… Hadi gelin sikin beni… Hadi gelip sikin beni n’olur… Ohhh hadi… Ohhh hadi n’olur..? Ohhh n’olur…?”

Can bir anda fırladı yerinden. Halının üstünde, Şule’nin yanına diz çöktü. Ama karım bakmıyordu bile ona. Gözleri hala kapalı, parmakları amıyla götüne hızla girip çıkıyor ve konuşmayı sürdürüyordu.

– “Hadi sikin beni… Ohhhh sik istiyorum… Siklerinizi istiyorum… Hadi sikin beni… İkiniz birden n’olur… Ohhh ikiniz birden sikin beni hadi… Ohhh sikilmek istiyorum… Hadi sikin beni… Hadi sikin… Ohhh hadi… Sikin beni…”

Bu kadarı Hakkı’ya da yetmiş, o kacaman siki, tekrar kazık gibi olmuştu. Hızla yerinden kalkıp, karımla Can’ın yanına geldi. Şimdi son derece ilginç bir manzara vardı gözlerimin önünde. Şule pozisyonunu hala değiştirmemişti. Parmakları hala iki taraftan içine girip çıkmayı sürdürüyordu. Yalnızca konuşmaktan vazgeçmiş gibiydi. Şimdi yalnızca inliyordu. Bir taraftan da, yanındaki iki erkeği algılamıştı tabii. Bunun onu daha da çok heyecanlandırdığını, içindeki sikilme isteğini daha da arttırıp dayanılmaz hale getirdiğini farkedebiliyordum. Sonra birden beli gelmeye başladı. Dokuzuncu kez belini getiriyor ve can çekişen bir hayvanınkine benzeyen sesler çıkarıyordu. Vücudu gevşeyiverdi aniden. Parmakları içinden çıktı. Bacaklarını indirdi.

Aynı anda da Hakkı girdi devreye. Karımın yanına uzandı önce. Sonra da onu tuttuğu gibi üstüne çekti. Kalçalarının bir an için havalandığını gördüm. Elinin yardımına bile gerek duymadan, o kocaman sikini Şule’nin amına sokuverdi. Tek bir harekette dibine kadar geçirmişti.

– “Ohh ne güzel soktun…” dedi karım, “Ohhh ne güzel soktun bana… Ama yetmedi ki… Bir sik daha istiyorum… Ohhh bir sik daha istiyorum… Götüm boş kaldı bak… Ohhh bir sik de götüme istiyorum…”

Kulaklarıma inanamıyordum. Hayal edebileceklerimin en çılgınını istiyordu karım. Hakkı’nın üstüne uzanmış, o kocaman sikini dibine kadar amına almış, götüne girecek ikinci sik için yalvarıyordu. Başım uğulduyordu artık. Kendimden geçmiş gibi, Can’ın doğruluşunu ve Şule’nin arkasına geçişini izledim. Sikini getirip karımın götüne dayadı. Sonra da hiç zorlanmadan sokmaya başladı. Bir anda kasıkları, önündeki o baş döndürücü kalçalara yapışıverdi. Şimdi iki sik birden vardı karımın içinde. Biri amına, öbürü götüne girmişti. Dibine kadar.

Çığlığa benzer bir ses çıktı Şule’nin ağzından. İki erkeğin arasına sıkışmış vücudunu sarsılmaya, çırpınmaya başladı. Yine beli geliyordu. Onuncu kez.

Sonra Hakkı’ya Can, karımı sikmeye başladılar. Biri amından, biri götünden sikiyordu. Sikleri birer piston gibi giriyor, çıkıyor, giriyor, çıkıyordu. Şule ise zevkten çıldırmış gibiydi. Durmadan belini getiriyordu artık. Durulmaları en çok 15-20 saniye sürüyor, sonra yine vücudunu titremeye başlıyor, beli yine geliyordu. Artık saymama da olanak kalmamıştı. Çılgın bir şeydi bu. Seyretmeye doyamıyordum. Bu çılgın akşamın başlamasından bu yana tahrik olmadığım kadar çok tahrik olmuştum. Karımın, gözlerimin önünde, benden yalnızca bir kaç metre uzakta, iki çıplak erkek vücudunun arasına sıkışmış, hem amından hem götünden sikilişini seyrediyor ve uçuyordum.

Hepimiz zaman kavramını yitirmiştik herhalde. Ya da en azından bana öyle geliyordu. Bu nedenle, Can’ın birden bağırması beni beklemediğim kadar şaşırttı. Garibim, sikini bir mengene gibi sıkıştırıp saran o kadife yumuşaklığındaki götün etkisine daha fazla dayanamamış olmalıydı. Belini getiriyor, tohumlarını karımın götünün derinliklerine boşaltıyordu yine.

– “Ohhh fışkırt…” diye inledi Şule,bilmem kaçıncı kez kendi de belini getirirken, “Ohhh fışkırt götüme hadi… Ohhh doldur içimi yavrum… Doldur karnımı… Immmmnnnnnhhhh…”

Hakkı ise aşağıdan pompalamayı, sikini karımın amına sokup çıkarmayı sürdürüyordu. Ne de olsa, Can’dan bir kere fazla getirmişti belini o. Bu nedenle de hala dayanıyordu.

Sonra Can Şule’nin arkasından uzaklaştı. Karımın götü, içinden çıkan siki sanki bırakmak istemiyor gibiydi. Ama bunu başaramadı tabii. Can’ın yarı inmiş siki içinden çıktığında ise ürperdiğini farkettim. Birden doğrulup, kendi de Hakkı’nın üstünden kalkıverdi. Bir eliyle Can’ın elini tutmuş, gitmesine izin vermiyordu. Sırtını Hakkı’ya dönüp tekrar üstene oturduğu gördüm. Bu arada öbür elini aşağı uzatıp herifin o koca sikini tutmuş ve mosmor başını getirip götüne dayamıştı. Kendini bıraktı ve Hakkı’nın siki, Şule’nin götüne gömülüverdi. Can’ın elini de bırakmamıştı, bütün bunlar olup biterken. Hakkı’nın kıllı taşakları amının dudaklarına yapıştığında ise Can’ı kendine çekmeye başladı. Ağzı açıldı ve dudakları, götünden daha yeni çıkmış o yarı inik sikin üstüne kapanıverdiler. Hırsla emmeye başladı. Aynı anda da kalçaları hareketlendiler. Şimdi bir taraftan Can’ın tohumlarını içine henüz fırkırtmış sikini emiyor, bir taraftan da götünü dolduran o koca sikin üstünde oturup kalkıyordu.

Tanrım, gerçekten doymayacak gibiydi karım. Kendini sikişin labirentlerinde kaybetmişti sanki. Geri dönmeye de hiç niyeti yokmuş gibi görünüyordu.

Can dinlenememiş, kendine gelememişti bile. Ama Şule’nin ağzı o yarı inik sikine öyle şeyler yapıyordu ki, kendini yeniden kaptırmıştı. Giderek daha çok kalkıyordu siki. Sonunda iki eliyle karımın başını tuttu ve sikini hırsla sokup çıkarmaya başladı. Bu doymak bilmeyen kadınının ağzını sikme sırası ondaydı artık.

Karımı bu sefer de, bir sik götünde, bir sik ağzındayken seyrediyordum. Tıpkı daha önce olduğu gibi. Tek fark, bu sefer siklerin yer değiştirmiş olmasıydı. Gözleri sımsıkı kapalıydı Şule’nin. Zevkten kendinden geçmişti. Hakkı’yla Can da, yine transa girmiş gibiydiler. Dünyadan kopmuş, karımı sikiyor, sikiyor, sikiyorlardı.

Şule birden durup, Can’ın sikini ağzından çıkardı. Hayran gözlerle, dibinden sımsıkı kavradığı siki seyretti bir süre. Sonra vücudunu geriye verdi ve ellerini Hakkı’nın iki tarafından yere dayadı. Bacaklarını iyice açıp, dizlerini karnına doğru çekti. Manzara müthişti. Herifin o kacaman siki, dibine kadar gömülmüştü götüne. Onun üstünde de, vıcık vıcık olmuş, susamış bir ağız gibi açılmış amı görünüyordu. İçine yeni bir sik almaya hazır, hatta bunun için yalvarır gibi duran o güzelim am, başımı döndürdü.

– “Hadi sok…” dedi zevkten ağdalanmış bir sesle, “Hadi gel amıma sok sikini… Çabuk ol n’olursun… Hadi gel sik beni… Ohhh hadi… Yine amımdan götümden sikin beni n’olur…”

Hırsla saldırdı Can. Bir anda üç vücut birbirine girmişti yine. Aynı anda da, karım yine peşpeşe belini getirmeye başlamıştı. İki sik birden yemek, aynı anda iki erkeğe birden sikilmek, bir sikin amına, diğerinin götüne girip çıkması, onu zevkten çıldırtıyordu. İp tam anlamıyla kopmuştu artık. Üçünün de hareketleri giderek hızlanıyor, sertleşiyordu. Sanki dövüşür gibiydiler. İnlemeleri, haykırmaları, tam anlamıyla birbirine karışmıştı.

Can ayakları yere basılı, öne doğru eğilmiş ve kollarını Şule’nin bacaklarının altından geçirerek, onu omuzlarından kavramıştı. Güçlü kollarıyla yarı havada tutuyordu karımı. Sikini de büyük bir hırsla amına sokup çıkarıyor, neredeyse öldüresiye sikiyordu onu. Hakkı ise üstünden karımın ağarlığının kalkmasıyla rahatlamış, iki eliyle onu leğen kemiklerinden kavramıştı. Kalçaları bir motor hızıyla yerden havalanıp geri dönüyor, o koca siki Şule’nin götüne dibine kadar giriyor, ucuna kadar çıkıyor, tekrar dibine kadar giriyordu.

Sonra karımın vücudu, şimdiye kadar hiç görmediğim bir biçimde sarsılmaya başladı. Öyle ki, onu tutabilmek için, Hakkı da, Can da durmak zornda kalmışlardı şimdi. Beli kıvrulup bükülüyor, kalçaları sert hareketlerle sağa sola, yukarı aşağı oynuyordu. Bu sefer çok büyük geliyordu beli. Çıldırmış gibiydi. Üstelik bir türlü de durulmuyordu. İçindeki siklere acayip şeyler yapıyor olmalıydı. Ne Hakkı’nın ne Can’ın buna dayanamayacaklarına emindim. Sorun hangisinin önce patlayacağıydı. Herhalde Hakkı ilk olacaktı.

Ama yanılttılar beni. Çünkü birlikte patladılar. Biri amının öbürü götünün derinliklerindeki iki sikin aynı anda fışkırmaya başlaması, karımı da bitirdi.

Çığlıklar atarak, yığılıp kaldı.

Bense tepeden tırnağa sik kesilmiş bir halde kalmıştım olduğum yerde. Bu sefer onlar getirmiş, ben getirmemiştim. Şikayetçi de değildim. Çünkü artık karımı sikmek istiyordum. Saatlerdir sikildiği her yerinden ben de sikmek istiyordum onu.

İçerdekiler hala halının üstünde yatıyorlardı. Hakkı altta, karım onun üstündeydi. Can ise hemen yanlarında uzanmıştı. Bu sefer onları bıkarıp içeri gitmeyecektim. Bunu karımın odaya gelmeye kalkışmasından sonra yapmaya kararlıydım. Gerçi bu sefer her şey gerçekten bitmiş gibiydi ama, yine de emin olmak, bir şeyler kaçırmamak istiyordum.

On dakika kadar öylece yattılar içerdekiler. Sonra Şule kımıldadı ilk olarak. Hakkı’nın üstünden inip yere, ikisinin arasına oturdu. Gözleri bir Hakkı’nın, bir Can’ın sikine takılıyordu. Ama artık ikisi de inmiş, süklüm püklüm olmuştu siklerin. Sahiplerinin de, hiç bir şeye aldıracak halleri yoktu. Karım ellerini uzatıp ikisinin de siklerini okşamaya başladığında, hafifçe kımıldandılar, o kadar.

– “Sikilmek istiyorum…” dedi karım, “Daha sikilmek istiyorum…”

Can’ın yanıtı, yalnızca derin bir inlemeydi. Hakkı ise sesini bile çıkarmamıştı.

– “Heyyy, duymuyor musunuz..? Sikilmek istiyorum dedim size… Hadi kalkın bir daha sikin beni… Ohhhhh çabuk olun… Sik istiyorum…. Daha çok sik istiyorum…”

– “Pezevenk kocanı denesene…” dedi Hakkı, “İçerde uyuyor kocan… Biz burada orospu karısını sikerken, kocan içerde uyuyor… Git uyandır onu… Git ona siktir artık kendini orospu… Hadi git kocana ver artık… Böyle taze sikilmiş halinde git, onu uyandır, amını, götünü, ağzını ona da siktir hadi…”

Tam bir rüya aleminde gibi, karımla birlikte ben de dinliyordum bu rezil herifin söylediklerini. Ve tıpkı karım gibi benim üstümde de müthiş bir etki yapıyor, beynime işliyordu bu sözler. Çünkü sonuçta doğru söylüyordu Hakkı. Beni içerde uyuyor sanıyordu. Ve bu süre içinde karımı sikmişlerdi. Tanrım, hem de nasıl sikmişlerdi. Ama sonunda işleri bitmişti onların da. Karım ise bol afrodizyak etkisindeydi hala. Doymamıştı sikilmeye.

Şule birden kalktı ayağa. Saçı başı iyice dağılmış, giysisi vücudunun orta kısmında toplanmıştı. Onlara bakmadan içeri yöneldiğini görünce, ben de yıldırım gibi odama döndüm. Pencereyi kapadım, kapının kilidini açtım ve yatağın üstüne uzandım. Aynı anda da karım girdi içeri. O kapıyı kaparken, ben de başucumdaki küçük lambayı yaktım.

Üstünü başını düzeltmek zahmetine bile katlanmamıştı Şule. Bacaklarının iç tarafları, am suları ve bellerle sırılsıklam ıslaktı. Hakkı yüzüne fışkırttığı sırada saçlarına gelen beller kurumuştu. Gözgöze geldik.

– “Sik beni sevgilim…” dedi yavaşça, “Canım sikilmek istiyor…”

Sonra yürüyüp yatağın üstüne sokuldu. Elleri uzanıp içeri sokmaya fırsat bulamadığım, dim dik sikimi okşamaya başladı. Ama fazla dayanamadı. Bacaklarını açıp üstüme oturdu ata biner gibi. Yattığım yerden amını görebiliyordum. Şişmiş dudakları iyece açık, içinden peltelenmeye yüz tutmuş beller sızan amı başımı dördürdü. Biraz doğruluşunu ve sikimi dibinden kayvayıp amının altına getirişini izledim. Bir anda oturdu sikimin üstüne. Alışık olmadığım kadar gevşemişti amı. Bir anda, taşaklarıma kadar aldı beni içine. Ellerini göğsüme dayamış, gözlerimin içine bakıyordu. Amından sızan beller ılık ılık taşaklarıma akıyordu. Zevkten çıldıracak noktaya geldiğimi hissediyordum.

– “Canım sikilmek istiyor…” dedi şehvet dolu bir sesle, “Canım sikilmek istiyor kocacım…”

– “Doymadın mı..?” dedim.

Birden donup kaldı karım. Hala gözgözeydik ama artık hareket etmiyordu. Sorumu anlamaya çalıştığının farkındaydım. Kalçalarımı yukarı doğru bastırıp, sikimi biraz daha kökledim gevşemiş amına. Bu, vücudunun elektriklenmesine neden oldu. Sonra yeniden hareketlendi. Kalçaları şimdi üstümde dansediyordu.

– “Doymadın mı…?” diye tekrarladım sorumu…

– “Biliyorsun…” dedi, “Neler olduğunu biliyorsun…”

– “Biliyorum…”

– “Ama nasıl..?”

– “Seyrettim…”

– “Her şeyi mi…?

– “Her şeyi, en ince ayrıntısına kadar hem de…”

– “Kızmadın mı..?”

– “Saçlamala, aksine çok hoşuma gitti…”

– “Doğru mu söylüyorsun..?”

– “Evet… Çok hoşuma gitti…”

– “Neler yaptılar bana sevgilim…”

– “Siktiler…”

– “Ah evet sevgilim, siktiler beni… Hem de ne biçim siktiler… Ahhh ikisi birden siktiler beni ve zevkten uçtuğumu sandım… İki sik birden yemek o kadar güzeldi ki… Bir sik amımda, bir sik götümde… Ohhh öyle güzeldi ki… Dünyadaki hiç bir şey bunun yerini tutamaz biliyor musun sevgilim… Hiç bir şey… Yine istiyor canım…”

Hem konuşuyor, hem sikişiyorduk. Elimi götürüp orta parmağımı götüne değidirdim. Vıcık vıcık ve alabildiğine açıktı o küçük delik. Parmağımı sanki içine çekti. Birden vücudu yine titremeye başladı. Bir kez daha geliyordu beli. Ben de fışkırmaya başladım.

– “Ohhh canım çok sikilmek istiyor sevcgilim…” dedi durulduğumuzda, “Canım çok sikilmek istiyor sevgilim… İki sik birden istiyorum hem de… Biri amıma, öbürü götüme…”

– “Hadi yine git içeri o zaman…”

– “Faydası olmaz ki… O sikler kalkmıyor artık… İkisini de boşalttım… Bir daha kalkmayacak kadar boşalttım ikisini de…”

Şimdi yatakta oturmuş, sırtını duvara dayamıştı. Bacaklarını iyice açıp dizlerini toplamıştı. Hem konuşuyor, hem de amını okşuyordu.

– “O zaman talihine küs…” dedim, “Kalkmıyorlarsa, sen de siksiz kalacaksın demektir…”

– “Niye..?” diye sordu gözlerimin içine bakarak, “Dünyadaki tek sikler onlar mı sevgilim… Hadi gel gidelim buradan… Sokağa çıkalım ve bana sik bulalım… Bir sik daha bulalım, ikiniz sikin beni… Ya da daha güzeli, iki sik birden bulalım, üçünüz birlikte sikin… Ohhhh o daha da güzel olur sevgilim… Amımdan, götümden, ağzımdan aynı anda sikersiniz beni… Ohhhh o çok daha güzel olur sevgilim…”

Saate baktım. Neredeyse dörde geliyordu. “Neden olmasın” diye düşündüm kendi kendime. Türkiye’deydik, İstanbul’daydık. Burada abazan erkekten bol ne vardı ki..?

– “Hadi kalk o zaman…” dedim karıma, “Ama önce biraz üstünü başını düzelt… Bakalım neler bekliyor bizi sokakta…”

Sevinçle fırladı yerinden. Giysisinin askılarını omuzlarına geçirdi. Eteklerini biraz düzeltti. Odadan çıktık birlikte. Salonda Hakkı ve Can sızıp kalmışlardı. Şule sessizce içeri girip ayakkaplarını buldu ve yanıma geldi. Sırtını duvara dayayıp onları giyerken, gözlerim bacaklarının iç taraflarına takıldı. Hala sırılsıklam ıslak ve yapış yapıştılar. Nereye baktığımı görmüştü.

– “Böyle daha güzel sevgilim…” dedi, “Her gören sikildiğimi anlar böyle olunca… Yeni sikler istediğimi, aradığımı da…”

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32


Zevkin Gerçek Hatunları

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Anal

Hemen her zaman kaliteli ve bunların yanında son derece ateşli geceler yaşamak adına yapmanız gereken gaziantep escort olan hatunlara sitemiz üzerinden ulaşmak olacaktır. Değerli beyler her zaman en iyi hatunları sizlerde sitemiz sayesinde kolay şekilde bulacaksınız. Mükemmel olan ve bunun yanı sıra aynı zamanda son derece ateşli olan gecelere sizlerde adım atacak ve bundan inanılmaz olan şekilde zevk alacaksınız. Bunu yaşamak isterseniz yapmanız gereken sitemizde bulunan ve her zaman sizleri bekleyen hatunlara alo demek olacaktır.
Bunu sizlerde görecek ve bundan her zaman için memnun kalacaksınız. O zaman sizlerde harekete geçin ve bu oldukça değerli geceler için adım atın. Bu lezbiyen gaziantep escort bayan kızlarının aynı zamanda oldukça bakımlı olduklarını sizlerde göreceksiniz. Onların bu şekilde olması sizleri de heveslendirecektir.
Sizlerde o zaman online antep escort hatunlarına her zaman bakabilir, seçim yapabilir ve muhteşem olan gecelere hemen adım atabilirsiniz. Bu konuda en özel olan bayanlar bundan sonra sadece sitemiz üzerinde sizleri bekliyor olacaktır.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32


Gerçek Aşkı Tanıyın

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

Platformumuz üzerinde bulunan tüm üyelerin en büyük özelliği burada isteyerek bulunmaları ve her defasında kendilerine bir partner bulmak amacıyla burada üyelik açmalarıdır. Aslına bakılırsa bu kadar da fazla üyeliği bulunan sitemiz üzerinde gerçek aşkı bulabilmek de çok gerçekçi ve kolay olmaktadır. İlk olarak düşündüğümüzde bu kadar da gelişmiş bir internet yapılanması ile sürekli olarak artan ve bir o kadar da hizmet kalitesini güncelleyen sitemiz üzerinde her zaman gerçek ve ciddi escort sincan bayan grubu ile karşılaşacaksınız. Yani buradan da yola çıkarak her zaman için aşkın gerçek halini yaşayacak ve tanıyacaksınız. Sürekli olarak ilerletilen bir yapılanmanın içinde kendinizi bulduğunuz için de her seferinde daha da büyük bir istek içinde escort etlik hareket edeceksiniz. Peki bunun en büyük kaynağı ve sırrı nedir diye sorarsanız hemen size duygulardan bahsetmek isteriz. Çünkü insandaki duygular her zaman aşk ile sonlanan bir amaca bağlıdır ve escort eryaman bayan ile tanışma isteklerinin de temelinde bu duygu birikimleri yatmaktadır.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32


Uzun Bir İlişki Mi Kısa Bir İlişki Mi?

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Babes

Erkekler için belli periyotlar halinde zamanın geçmek bilmediğini ve daima aşk hayatlarında yenilikler aradığını biliriz. Partnerlerinden çabuk sıkılanların sayısı hiç de az değildir. Aslında bu konuda ortaya atılan araştırmalar bazı kişilerin özellikle de erkeklerin kısa süreli ilişkilerde sadece başarılı olduklarını göstermiştir. Yani buradan da anlaşılabileceği gibi her zaman için uzun ilişkiler işe yaramamakta ve etlik escort zamanla kayıplara sebep olabilmektedir. Tabi ki bu konuda en çok internet ağlarının güçlenmesi işe yaramıştır. Çünkü bu siteler sayesinde kısa süreli ilişki isteyen erkekler bile bir sincan escort bayan bulma konusunda zorlanmamaktadır. Üyelikler içinden taleplere göre beğendiği kişiler arasından ayrım yaparak yeni ve kısa bir ilişki için ilk adımlarını atmayı başarmaktadırlar. Hem de bunun için sadece üyelik işlemlerinin de yapılması ilk adım için yeterli sayılmaktadır. Çünkü düşünürsek bir yerden başlamak gerekeceğini de anlayabiliriz. Üyelik işlemlerinden sonra aklınızdaki kriterlere sahip bir eryaman escort bayan ile ister uzun ister kısa bir ilişki için yola adım atabilirsiniz.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32


Kasıklarda Tutku

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Babes

Özel hayatınızdan mutsuz musun? Yeni şeyler denemek istiyorsa; fakat buna vakit bulamıyor musunuz? Aslında bu özel anları yaşamak için fazla düşünmenize gerek yok. brazzers filmleri film izle seçenekleri arasından bir film seçebilir ve fantezilerinizi yaşayarak kendinize, özel, farklı ve zevk içinde anlar yaşatabilirsiniz. Üstelik bu anları nasıl yaşayacağınıza da siz karar verebilirsiniz. Kasıklarınızda tutku ve ateşi hissedebilir ve hazzı sonuna kadar yaşayabilirsiniz. Sadece kendinize bir şans tanıyın ve anı yaşamanın hazzını sonuna kadar yaşayın. İsterseniz bu özel anları tek başınıza yaşayın ve bazı oyuncaklar ile keyfinizi ikiye katlayın. İsterseniz de partneriniz ile türk porno film izle seçenekleri arasından tercihinizi yapın ve keyifli anların tadını çıkarın. Birlikte daha önce denemediğiniz şeyleri deneyin. Yeni pozisyonlar keşfedin. Daha önce yaşadıklarınızı bir kenara koyun ve filmlerde gördüklerinizi yaşayın. Anın tadını çıkarın. İyice zevk ile dolun. Arzuyu sonuna kadar içinizde hissedebilirsiniz. türk seks film izle tercihinizi yapın ve orgazma ulaşana kadar kendinizi şehvet ile doldurup, zirvede orgazm yaşayın.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32


En Sevdiğiniz Alışkanlığınız

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Babes

Gerçeği aratmayacak görselliğe sahip filmleri izleyebilir ve bu filmler ile çok keyifli zaman geçirebilirsiniz. Çok seveceğiniz ve izlemekten çok keyif alacağınız güzel ve ilgi çekici filmler ile çok iyi zaman geçireceksiniz. Bu filmleri büyük bir keyif ile izleyeceksiniz ve her birini çok beğeneceksiniz. hd porno film izleyeceğiniz zaman çok beğeneceğiniz filmleri çok kolay bir şekilde bulacaksınız. Bu filmleri izlemekten çok büyük bir keyif alacak ve bu filmlerin her birinde çok büyük heyecanlara dahil olacaksınız. Her duygunun en yoğun şekilde yer aldığı bu filmlerde izlediğiniz kategoriye göre farklı duygular hissedeceksiniz. Çok farklı konuları ve çok yaratıcı senaryoları ile sizi etkilemeyi başaracak olan bu filmlerden çok etkileneceğinizi göreceksiniz. tecavüz porno film izlemek istediğinizde en güzel filmleri çok kısa sürede bulacak ve bu filmlerin her birini kesintisiz izleyeceksiniz. İzleyeceğiniz her bir filmi ayrı ayrı beğeneceğinizden kesinlikle emin olabilir ve bu filmlere hiç düşünmeden zaman ayırabilirsiniz. işkence porno film izlemek en sevdiğiniz alışkanlığınız olacak.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32


Renkli Anlar

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Asian

Çok güzel kadınların ilgisini görmek ve onlarla güzel zaman geçirmek istiyorsanız siz de bursa escort bayan ile tanışabilirsiniz. Her biri ile çok güzel zaman geçireceğiniz çok güzel kadınlar ile istediğiniz zaman tanışabileceksiniz. Ne zaman isterseniz bu güzel kadınlar ile keyifli bir sohbetin tadını çıkarabilecek ve bu ankara escort kadınlar ile özel konuları konuşabileceksiniz. Hayatınıza büyük bir yenilik getirecek olan güzel kadınlar ile zaman geçirmek hoşunuza gidecek. Size karşı her zaman çok ilgili olacak olan bu kadınlardan çok hoşlanacaksınız. İlginizi çekmeyi başaracak olan güzel kadınlar ile çok renkli anlar yaşayacaksınız. Size karşı her zaman çok yakın olacak olan güzel kadınlar ile birlikte harika zaman geçireceksiniz. Güzellikleri ile sizi etkilemeyi başaracak çekici kadınların her birinden çok hoşlanacaksınız. Sıcak ve doğal tavırlarıyla sizi büyüleyecek olan etkileyici kadınlardan çok hoşlanacaksınız. eryaman escort bayan ile tanışmak sizin de çok hoşunuza gidecek. Çok hoşlanacağınız güzel kadınlar ile zaman sıcak bir sohbetin tadını çıkarabileceksiniz. Heyecan dolu sohbetlere hazır olun.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32


Farklı Duyguları Hissedeceksiniz

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ass

Hayatınıza çok farklı duyguları getirecek çok özel kadınlar ile tanışmaya hazır olun. Tanışacağınız bu çok özel kadınlar ile çok keyifli zaman geçirecek ve bu kadınların her birinden çok hoşlanacaksınız. Ne zaman güzel bir kadın ile sıcak bir sohbeti arzulasanız ankara escort bayan ile buna sahip olabileceksiniz. Sizi etkilemeyi başaracak çok özel kadınlar ile zaman geçirmekten her zaman büyük bir keyif alacaksınız. Farklı heyecanları hissetmenizi sağlayacak olan bu özel kadınlara karşı çok yoğun duygular besleyeceksiniz. İstediğiniz her an ulaşabileceğiniz bu eryaman escortkadınlar ile konuşurken zamanın hiçbir öneminin kalmayacağını göreceksiniz. İstediğiniz her şey hakkında konuşabilecek ve bu kadınların karşısında kendinizi daha önce olmadığı kadar rahat hissedeceksiniz. Size karşı çok anlayışlı ve çok ilgili olacak olan ankara escort bayan ile yalnızlığın ne olduğunu tamamen unutacaksınız. Çok beğeneceğiniz özel kadınlar ile heyecan ve tutku dolu anları paylaşacaksınız. Sizinle her an ilgilenebilecek olan çekici kadınlar ile çok keyifli sohbetlerin tadını çıkaracak, bu kadınlar ile çok şey paylaşacaksınız.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32


Olgun Dul Akrabama Ziyaret(Devamı)

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

Bi cesaretle WhatsApptan abla uyudunmu yazdım. Yok canım kitap okuyorum yazdı.
Sen neden uyumadın dedi, bende boynum tutuldu dedim ama bu gerçekti boyun ağrısı. Rica etsem ovalarmısın dedim. Tamam geliyorum dedi.
İçeri geldi ışığı açmadık hiç tv ışığı var sadece. Pek konuşmadık o kanepeye oturdu bende yerden onun önüne oturdum masaj yapmaya başladı. İki yanımda bacakları ama ben dokunamıyorum korkudan. Dediki istersen tişörtünü çıkar, yok abla dedim, çıkar dedi krem sürcem. Çıkardım neyse. Krem sürdü ovalamaya devam ediyor bi süre sonra ovalamaktan ziyade artık okşuyor resmen boynumu.
Dediki kanepeye uzan bakiyim sırtınada sürcem dedi. Neyse uzandım yüzükoyun Oda bacaklarımın üzerine oturdu ve sırtıma masaja başladı. Ben artık dayanamıyorum nerdeyse boşalcam. Nasıl rahatladınmı diye sorunca benim ağzımdan bi anda “az kaldı geliyo”diye çıktı. Neee diye tepki verdi. Üzerimden kalktı bende kalkınca olayı gördü. O bişey demeden ben Abla kusura bakma dedim.
Morali bozulmuş vr Hadi iyi geceler sana dedi ve tam kalkacakken elini tuttum ve gitme dedim Tabi kısık sesle konuşuyoruz Bırak ya dedi. Gitti odasına. Benim hayaller yerlerde tabi.
Mesaj attım özür dilerim diye. Bi şartla affederim yazdı. Sende bana masaj yaparsan olur yazdı. Geliyorum dedim. Ve ben uçarak odasına gittim.
Yüzükoyun uzanmış Geceliği uzun, vücudunu kapatmış. Tabi ben içinde kırmızı saten kilot ve sütyen olduğunu biliyorum.
Yatağın kenarına oturdum hiç konuşmuyoruz, elimi sırtında gezdirmeye başladım. Amaç masaj değil ikimizde biliyoruz, bu yüzden de direk olaya geçtim boynuna uzun bi öpücük kondurunca derinden bi iç çekti ve bana döndü. Gözleri hafif kısık ve fısıltı gibi ses tonuyla bana ”Bunun sonunda herşeyi unutcaz tamam mı” dedi ve öpüşmeye başladık. Boynuma sımsıkı sarıldı ve dudaklarımız sanki koparcasına gibi öpüşüyorduk. Bir elimle belinden kavrayıp kendime bastırırken diğer elim çoktan geceliği yukarı sıyırmış kalçalarını okşamaya başlamıştı. O da boş durmuyor ve eli sikimi avuçlamış ve okşamaya başlamıştı. İkimizde ellerimizi nereye atsak sertçe sıkıyor okşuyorduk. Yatağa yüzükoyun yatırdım ve üzerine uzanıp boynunu sırtını belini öpe öpe aşağı doğru indim ve artık saten kırmızı çamaşırından taşan götüne gelmiştim, hem öpüp hem ısırıklar atıyordum. Oda kendini yukarı doğru kaldırıp amını dilime getirmeye çalışıyordu. Ben bu mesajı alınca kilotunu yavaşça çıkardım ve zevkten kabarmış amı ile karşı karşıya kaldım. Dilimi amının kenarlarında gezdirdikçe inlemeleri artıyor kalçasını yukarı aşağı oynatıyordu. İçine girmemek için zor tutuyordum kendimi ve üzerinden kalkıp sikimi ağzına verdim, ilk başta hafif dil temasıyla yalamaya çalışırken o sırada amını parmaklamaya başladım ve oda zevkten kudurmuş bir halde sikimi iştahla yalamaya başlamıştı, bir iki dk sonra beni yatağa uzattı ve içimde hissetmek istiyorum dedi. Üzerime çıktı ve eliyle sikimi amına yerleştirip yavaşca oturdu. Tamamı içindeydi ve amı gayet dardı. Yavaş yavaş oturup kalktıkça artık alışmış ve çılgınca zıplıyordu. Ben bu zevke daha fazla dayanamayıp boşalacağımı söyledim ve içine boşalmama izin verdi. Boşaldıktan sonra 1-2 dk üzerimden kalkmadı ve öpüşmeye devam ettik. Bana ”Ben senin kadınınım artık, bu vücut bu am hepsi sana ait” artık diyordu.
İçinden çıkartıktan sonra bi süre uyandık biraz dinlendik ve seviştikten sonra devamını istiyorduk ikimizde ve sikimi tekrar yalayarak kaldırdı. Bu defa ben onu yatağın kenarına indirip yatağa doğru domalttım ve sikimi amına yerleştirdim. Hızlı bir şekilde sikmeye başladım her sokuşumda taşşaklarım kasıklarına çarpıyor ve çıkan ses ikimizide dahada azdırıyordu. Yatağa uzandı ve bacaklarını ayırıp arasına girdim ve bacaklarını belime sarıp kendine bastırırken kollarını da boynuna dolamıştı ve öpüşüyorduk. O iniltiler içinde galiba 2 defa boşaldı. Artık bende boşalcaktım ve yine amının derinliklerine boşaldım.
O gece aralıklarla 3 defa daha sikiştik ve artık ne zaman İstanbul’a gitsem kalacağım yer belli. O da Ankara’ya gelme planları yapıyor. Umarım çok uzun sürmez ve tekrar görüşürüz.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32


Turbanli Komsum

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

Komşumuz Nermin abla evli, 3 çocuk annesi, kapalı bir kadın. Boyu 1,60 kadar var. Yeşil gözlü, beyaz tenli, güzel bir kadındır. 3 çocuk annesi olmasına rağmen, hafif bir göbeği dışında başka da göze izmir escort bayan çarpan bir kusuru escort izmir yoktur. Arada sırada bize gelir. Ya annemle oturmak için gelir, yada çocuklarından birinin dersine yardımcı olmam için. Kocası ile genç yaşta evlendiği için, şimdi kendi boyunda çocukları var. Böyle zamanlarda fark ettirmeden ona bakar dururum. Kapalı bir kadın olmasına rağmen genelde dar kıyafetler giyen biri. Örneğin giydiği eteklerin altından poposu, yada vücudunu saran bluzunun içinden memeleri belli olan bir kadındır. O nedenle onu düşünerek 31 çektiğim çok olmuştur.

Bir Cumartesi sabahı erken bir saatte dışarıdan gelen seslerle uyandım. Odamın perdesini hafif açıp bakınca, Nermin ablanın kızıyla kendi bahçelerinde halı yıkadığını gördüm. Onların bahçesi ile bizimki yan yanaydı. Bahçeler evlerin arkasında kalıyor, sokaktan görünmüyordu. Nermin abla geniş ve uzun bir etek giymiş, üzerinde de ince bir kazak vardı. Başını arkadan bağlamıştı. Dizlerinin üzerine çökmüş, elindeki fırça ile halıyı fırçalıyordu. Bu sırada götü sağa sola sallanıyordu. Kızı elinde hortumla su tutuyordu. Nermin abla kızına söylenip duruyor, büyük bir güçle halıyı fırçalıyordu. Üzerindeki etek ıslandıkça ağırlaştığı için belinden kayıyordu. O nedenle bazen götünün çatalı ve altındaki beyaz külotunun kenarı görünüyordu. Sikim kalkmaya başlamıştı. Nermin ablanın vücudu güneş görmemişti ve süt gibi beyazdı. Onlar beni göremiyordu, ben bir elim sikimde, diğeri ile perdeyi aralamış izlemeye devam ediyordum.

Bir ara Nermin abla benim tarafıma doğru dönerek halıyı fırçalamaya başladı. Üzerindeki kazağının boğzından sütyeni görünüyordu. Memeleri sütyenin içinden taşacakmış gibiydi sanki. Bu şekilde belki yarım saat kadar izledim. Daha sonra Nermin abla halıyı yıkama işini bitirdi. Bahçelerimizi ayıran duvarın üzerine astı ve içeri girdiler. Ben de perdeyi kapadım. Soyundum ve çırılçıplak yatağa uzandım. Nermin ablayı düşünerek 31 çekmeye başladım. İnanılmaz bir zevk izmir escortle ve sarsılmayla boşaldım. Döllerim yarağımdan havaya doğru fışkırıyordu. Nermin ablayı gerçekten sikmek istiyordum. Ama kapalı ve tutucu bir kadın olduğu için bunun mümkün olmadığını da biliyordum.

Ertesi gün, yani Pazar günü Nermin abla bize geldi. Üzerindeki beyaz bluzunun altından sütyeni, siyah uzun ve dar eteğinin içinden kalçaları ve poposu yine belli oluyordu. Hafif te bir parfüm kokusu geliyordu. Bu kadını sikmek için yanıp tutuşuyordum. Annemle havadan sudan konuşurlarken ben de yanlarına gittim. Biraz sohbetten sonra Nermin abla bana, “Ee, seni ne zaman evlendiriyoruz?” diye sordu. Ben de, “Bakalım, kısmet…” dedim. “Var mı bir aday? Yoksa bulalım!” dedi gülerek. Ben cevap vermedim, sadece gülümsedim. “Vardır sende, okumuş birisin sonuçta, kendin gibi bir kızla evlenirsin. Bizim gibi cahil birini alacak değilsin ya?” dedi. Ben de, “Yok canım ne alakası var, önemli olan anlaşmak!” dedim. Annem de bu konuşmaya, “Umarım, oğlumu helal süt emmiş bir kızla evlendiririm!” diyerek dahil oldu.

Neyse bu şekilde konuşurken, Nermin abla hastaneye gideceğini ve benden internetten randevu almamı istedi. Ben, “Tamam!” diyerek odama geçtim, açtım bilgisayarı. Ama randevu için Nermin ablanın kimliği gerekiyordu. Nermin abla yanında olmadığını söyledi ve getirmek için evine gitti. Biraz sonra elinde kimliği ile geldi. Kimliğini bana verdi ve kendisi içeriye annemin yanına geçti tekrar. Dediği şekilde randevuyu aldım. Nermin ablanın kimliğinin üzerinde türbanlı bir resmi vardı. Yüzünde ve gözlerinde hafif bir makyaj olduğu, dudaklarına da açık bir ruj sürdüğü belliydi. Nermin ablanın 31 yaşında olduğunu görmek beni çok şaşırtmıştı. Benden sadece 3 yaş büyüktü. O zamana kadar gerçek yaşını bilmiyordum. Kimliğini tarattım ve resim olarak kaydettim. Sonra içeriye geçip kimliğini verdim. Nermin abla çok teşekkür ederek evine gitti. Bense odama girdim. Kaydettiğim kimliğin resmini açtım. Nermin abla şimdi gülümseyen bir yüzle bilgisayarımın ekranından bana bakıyordu. Sikimi çıkardım ve resmine bakarak 31 çektim. Daha sonraki günlerde de resmine bakarak 31 çekmeye devam ettim.

Bir gün annemle evde otururken Nermin abla geldi. Sıkıntılı bir hali vardı. Konuşmaya çekiniyor gibiydi. Ama sonunda derdini anlattı. Benden borç para istiyordu. İstediği tutar benim için de biraz fazlaydı. Annemin de ısrarıyla parayı vereceğimi söyledim. Ertesi akşam bize geldiği zaman parayı verdim. Bana sürekli teşekkür ve dua ediyordu ve bu paradan kocasının haberinin olmamasını istiyordu. Ben şaşırdım, fakat, “Tamam!” dedim.

Aradan zaman geçti. Nermin abla bir akşam yine benden para istedi. Daha önce aldığını vermemişken şimdi yine para istemesi beni kızdırmıştı. Ama yine araya annem girdi. Bu sefer de istediği kadar olmasa da, istediğine yakın bir miktar para verdim. Nermin abla günler geçmesine rağmen aldığı parayı getirmiyordu. Ben de paraya sıkışmıştım ve ona verdiğim paralara ihtiyacım vardı. Birkaç defa kendisine hatırlatmama rağmen parayı getirmeyince, kocasına durumu anlatacağımı söyledim. Çok ısrar etti, “Kocama söyleme! En kısa zamanda ödeyeceğim!” dedi. Ama aradan zaman geçmesine karşın parayı getirmedi.

Bir akşam yine bize gelmişti. Annem de ona karşı soğumuştu. Annem kendisine bu konuda çıkışıyordu. Nermin abla ise sürekli bizden zaman isteyip duruyordu. Bir ara annem tuvalete gitmek için kalktığında, Nermin ablayla yalnız kaldık. Ben kendisine bu para meselesini unutacağımı, ama bunun için bir şartım olduğunu söyledim. Bunu duyunca sevinir gibi oldu ve “Nedir?” diye sordu. Ben yanına yaklaştım ve fısıltıyla, “Benimle birlikte olursan bu meseleyi hallederiz!” dedim. Bunu duyunca kıpkırmızı oldu, hiçbir şey demedi. Ben bu konuda ısrarcı olduğumu, yoksa kocasına her şeyi anlatacağımı söyledim. Gözleri doldu. Yanından kalkarken, teklifimi düşünmesini, bu konunun aramızda kalacağını söyledim ve eline telefonumu yazdığım kâğıdı sıkıştırdım. Annem salona geri döndüğünde, Nermin abla, “Beni evden aradılar. İyi akşamlar.” diyerek çıktı.

Birkaç gün geçmişti, ama ben Nermin ablanın ne cevap vereceğini bilmiyordum. Derken bir gün telefonum tanımadığım bir numaradan arandı. Kim olduğunu bilmiyordum ama açınca Nermin ablanın sesini duydum ve rahatladım. Bana teklifimi kabul ettiğini, benimle bu akşam bizim bahçedeki kömürlükte buluşacağını söyledi. Ben bu işin öyle kömürlük köşelerinde olmayacağını, beraber bir eve, yada otele gitmemiz gerektiğini söyledim. Bunu duyunca duraksadı, ama kabul etti, “Yerini ve zamanını sen ayarla ozaman!” dedi. Ben de, “Tamam!” diyerek telefonu kapadım. Onunla sağlam ve güzel bir şekilde sikişmek istiyordum. Öyle gecenin bir vakti kömürlükte, karanlıkta ve çuvalların arasında ayaküstü sikişemezdim. Ama şimdi nasıl, ne zaman ve nerede bunu yapacağımı düşünmeye başladım. Nermin abla çoğunlukla günlerini evinde, yada mahalledeki diğer kadınlarla geçiren bir kadındı. Öyle kendi başına bir yere gitmezdi. Şimdi kalkıp ona (Falanca yere gel!) desem nasıl gelirdi. Bunu kocasına, çocuklarına, komşularına nasıl anlatırdı.

O haftasonu komşulardan birinin düğünü vardı. Ben annemle beraber düğüne gitmek için çıkacakken, Nermin ablanın kızı geldi ve onları da düğüne götürüp götüremeyeceğimi sordu. Ben de, “Tamam!” dedim. Arabanın içinde beklerken Nermin abla kızıyla beraber göründü. Nermin abla uzun ve dar bir etek giymiş, üzerine de eteğine uyan bir ceket giymişti. Başını renkli bir türbanla bağlamış, ayağında yüksek topuklu bir ayakkabı vardı. Annem herzamanki gibi arkada oturuyordu. Kızı arkaya annemin yanına oturunca, Nermin abla da benim yanıma oturdu. Arabaya binince parfümünün kokusu içeriyi kapladı. Güzel bir makyaj yapmıştı. Yolda giderken ara sıra göz ucuyla kendisine bakıyordum. Ceketinin altındaki beyaz gömleğinin düğmeleri kopacakmış gibiydi. Benimle hiç konuşmuyordu.

Derken düğüne geldik. Düğünde de aynı masaya oturduk. Annem diğer masalardaki tanıdıklarla görüşmek için masadan kalkınca, Nermin abla bana doğru eğildi ve “Yeri ayarladın mı?” diye sordu. Ben henüz ayarlayamadığımı söyleyince, “Bu hafta içinde bitirelim şu işi, kocam şehir dışında çünkü!” dedi. Acaba benimle sikişmek mi istiyordu, yoksa başka çaresi kalmadığı için mi böyle diyordu, bunu bilmiyorum. Ama onu düşündükçe sikim kazık gibi oluyordu sürekli. “Annene uyku hapı içir, sizin evde yapalım!” deyince, bunu nasıl olup da düşünemediğime şaşırdım. Ama haftasonu olduğu için Eczaneler kapalıydı, nöbetçi Eczaneyi de nerden bulacaktım. Ona uyku hapını anca haftabaşı alabileceğimi söyleyince, çantasından küçük bir kutu çıkararak verdi, “Bunu kaynanam kullanıyor bazen, ondan yürüttüm birkaç tane. Bu gece annene 2 tane içir, yarın öğlene kadar uyanmaz! Ben de sabahtan size gelirim!” dedi. O gece düğünden ayrılmadan hepimize meşrubat aldım geldim. Annemin içeceği Vişne suyuyna, Nermin ablanın dediği gibi 2 tane uyku hapı atmıştım. İşe yarayıp yaramayacağını bilmiyordum. O gece gözüme uyku girmedi. Sabah olunca rüyalarımı süsleyen Nermin’i sikeceğimi düşünmek beni uyutmuyordu. İnanılmaz heyecanlıydım.

Sabah erkenden kalkarak annemin odasına baktım. Horul horul uyuyordu. Saat 9 gibi Nermin abla geldi. İçeri geçti. Fısıltıyla, “Haplar işe yaradı mı?” diye sordu. “İstersen kendin bak!” diyerek onu annemin odasına götürdüm. Annemin uyuduğunu görünce, “Nerede yapalım?” diye sordu. Ben de birşey demeden elinden tuttum ve odama götürdüm, kapımı kapadım. “Evdekilere ne söyledin?” diye sordum. “Merak etme sen, uydurdum bir şeyler!” dedi. Başını arkadan bağlamış, üzerinde uzun kollu bir bluz ve yelekle, altında uzun bir eteği vardı. Onu yatağıma uzandırdım. Soyundum ve çıplak kaldım. Nermin önümde yavaş yavaş kalkan sikime bakıyordu. Hemen dudaklarına yumuldum. Dudakları etliydi ve onları emmeye başladım. Dudaktan öpüşme konusunda tecrübesizdi, kendisini bana bırakmasını söyledim. Şimdi ben ne dersem onu yapıyordu.

Bluzunun üzerinden memelerini avuçladım. Dilimi ağzının içine soktum. Nermin’den hafif iniltiler geliyordu. Dilini çıkarmasını söyleyince çıkardı. Dilini, dudaklarını emiyor, ısırıyordum. Nermin iki elliyle başımı avuçlamış, beni kendisine çekiyordu. Elimi memelerinden çekip eteğinin içine soktum. Elim kalçalarına değince hafifçe ürperdi. Şimdi dudaklarını emerken kalçalarını avuçluyor, onları sıkıyordum. Dudaklarını emmeyi bıraktım ve eteğini yukarı sıyırdım. Bacaklarını iki yana doğru iyice açtı. Bembeyaz bacakları ve kalçaları şimdi önümde uzanıyordu. Kalçalarını öpmeye, emmeye ve yalamaya başladım. O anda artık zevkten kendimi kaybetmiştim, deli gibi kalçalarını avuçluyor, öpüyordum. Kalçaları kaymak gibiydi, tüy veya kıl yoktu.

Dudaklarım kasıklarına yaklaştıkça Nermin’in inlemeleri artmaya başlamıştı. Beyaz külotunun altından amı belli oluyordu. Külotunun üzerinden amına parmağımla baskı yapmaya başlayınca, “Immm!” diye bir ses çıkardı. Başımı okşuyor, inliyordu. Külotunu kenarlarından tutup yavaşça sıyırmaya başladım. Belini yukarı kaldırdı ve külotu bacaklarından çıkardım. Şimdi tüysüz bir şeftali gibi duran etli amcığı karşımdaydı. Am dudaklarına yumuldum. Hafif bir parfüm kokusu geliyordu, amına parfüm sıktığı belliydi. Amcığı kılsızdı. Ona yeni mi traş ettiğini sorunca, “Dün gece!” dedi. Ben amını yalarken, Nermin’in inlemeleri odayı doldurmuştu. Başımı amcığından kaldırdım ve bluzunu yukarı sıyırdım. Bej renkli sütyeninin kenarlarından memeleri taşacak gibiydi sanki. Sütyenini alta doğru sıyırıp memelerini ortaya çıkardım. Meme uçları koyu kahve renkli, iki iri zeytin tanesi gibiydi. Onları emmeye, ısırmaya başladım. Nermin’in inanılmaz zevk aldığı belliydi. Onları deli gibi emiyordum.

Sikim kazık gibi olmuştu, o nedenle üzerindekileri tamamen çıkarmasını söyledim. Daha fazla dayanacak gücüm kalmamıştı. Nermin şimdi yatağın üzerinde çırılçıplak yatıyordu. Bana, “İçime boşalma!” dedi. Ben de, “Merak etme boşalmam, ama seni bulutların üzerinde uçuracağım!” dedim. Sikimi tutmasını istedim. Önce çekindi, ama sonra ürkekçe de olsa tutmaya ve eliyle sıvazlamaya başladı. Ona kocasının sikinin benimki kadar olup olmadığını sorunca, “Hayır. Onunki şu kadar anca var…” dedi ve eliyle sikimi tam ortasından halka gibi tutarak, ortadan yukarısını gösterdi. Nermin sikimi sıvazlarken ben zevkten havalara uçuyordum. Neredeyse boşalacaktım. Ona, “Yan dön ve bir bacağını kaldır!” dedim. Benim yatağım tek kişilikti, iki kişi yan yana yatamazdı…

Dediğim şekilde sol yanına yattı, sağ bacağını dizinden bükerek hafifçe kaldırdı. Ben bacağını tutup iyice yukarı kaldırdım. Bacağı adeta pergel gibi açılmıştı. Biraz zorlandığı belliydi. Amı ortaya çıkmıştı. Sikimi tuttum ve amına sokmaya başladım. Sulanmış amı sikimi kolayca içine almıştı. Nermin’den derin bir, “Oohhh!” sesi geldi. Amının içi sıcacıktı. Bir süre içinde bekledim ve daha sonra yavaş yavaş gidip gelmeye başladım. Nermin başını sağa sola sallıyor, “Devam et, ohh, ohhh!” deyip duruyordu. Nermin’in bacağını omzuma koydum ve ellerimle yatağın başından sıkıca tutundum. Şimdi daha hızlı ve daha güçlü bir şekilde sikmeye başladım. Tek kişilik yatak şimdi kırılacakmış gibi sallanıyordu. Az önce zevkten inleyen Nermin şimdi altımda, “Ahh, ahh, yavaş, ahh!” deyip duruyordu. Yarağım taşaklarıma kadar amına giriyordu. Nermin altımda iki büklüm olmuştu, “Ahh, yavaş ol, lütfen, ahh, yalvarırım yavaş!” diyor, ama ben daha hızlı ve daha sert sikiyordum.

Nermin benim rüyalarımın kadınıydı, onu düşünerek 31 çekiyor, rüyalarımda onu sikiyordum. Ama artık rüyalarım gerçek olmuştu ve onu gerçekten sikiyordum. Memeleri sürekli sallanıyor, yüzünde acı ifadesiyle, sürekli, “Ahh, yavaş!” diye haykırıyordu. Elleriyle yatağa sıkıca tutunmuş, destek almaya çalışıyordu. Ama onu dinleyecek durumda değildim. O kadar şiddetli sikiyordum ki, Nermin’in kafası sürekli yatağın başına çarpıyor ve ‘Donk donk’ sesler çıkarıyordu. Ne kadar zamanın geçtiğini bilmiyorum, ama vücudumu bir titreme dalgası sardı. Boşalacağımı anladım ve yarağımı ani bir hareketle amından çıkardım. Nermin’in omuzumdan kayan bacağı duvara sertçe vurdu. Nermin’in üzerine çıktım, onu altıma almıştım ve yüzüne doğru bütün döllerimi fışkırttım. Başını sıkıca tutmuştum, bir yere oynatamıyordu. Döllerim yüzünü kaplamış, saçlarına bulaşmış, ağzının, burnunun içine girmişti. Boşalmıştım, ama 31 çeker gibi yarağımı kökünden ucuna kadar sıvazlıyor ve içinde kalan tüm dölleri Nermin’in memelerine akıtıyordum.

Nermin ağzına yüzüne fışkıran döllerimden iğrenmişti. Böyle bir şeyi daha önce yaşamadığı belliydi. Bir süre daha vücudunun üzerinde oturdum. Altımda nefessiz kalmıştı. Üzerinden kalktım. Yatağın ortası çökmüş gibiydi. Nermin Ahh’layarak yatakta doğrulmaya çalışıyor, bir taraftan da yüzündeki döllerimi elleriyle temizlemeye çalışıyordu. İçeri geçip annemin odasına baktım, annem halen uyuyordu. Nermin’e bir havlu götürdüm. Bununla yüzünü sildi. Hiçbir şey demiyordu. Yataktan kalktı ve üzerini giyinmeye çalışırken, “Ne yapıyorsun?” diye sordum. “Eve gidiyorum, istediğini aldın!” deyince, “Dur bakalım, bu kadar kolay değil. Sana o kadar para verdim, o parayla kaç karı sikerim ben biliyormusun? Bir yere gidemezsin daha!” dedim. Suratıma anlamsız anlamsız bakarak, “Ne istiyorsun daha?” diye sordu. Ben de, “Daha devam edeceğiz! Annem uyanana kadar! Bunu sen istedin!” diyerek, elinden külotunu ve sütyenini alıp yastığımın altına koyunca, Nermin başka çaresinin olmadığını anlamıştı…

“İyi hadi ozaman yap!” diyerek sırtüstü yattı ve bacaklarını ayırdı. Ona, “Kocanla hiç götten yaptın mı?” diye sorunca, yüzünün şekli değişti ve “Töbe töbe!” diye cevap verdi. Ben ısrar edince, birkaç defa yaptığını söyledi. Ben, “Kaç defa?” diye tekrar tekrar sorunca dayanamadı ve cevapladı. Kocasının 3 çocuktan sonra tekrar hamile kalmaması için kendisini birkaç yıldır çoğunlukla götünden siktiğini söyledi. Bunu duyunca az önce inişe geçen yarağım tekrar kalkmaya başladı. Ona, “Kocanla kaç defa sikişiyorsun?” diye sordum. Bu sefer sorularıma bekletmeden cevaplar veriyordu, “Ayda 1-2 defa.” dedi. “Seni hangi pozisyonda sikiyor?” diye sorunca, “Yüz üstü uzandırıp, arkadan götüme sokuyor.” dedi.

Ona yatağın üzerinde ellerinin ve dizlerinin üzerine çökmesini söyledim. Dediğim gibi yaptı ve köpek pozisyonunu aldı. Yatağım duvarın kenarında olduğu için başı duvara doğruydu, götüyse bana doğru. Bacaklarını iki yana iyice açtım ve götünün yanaklarını iyice ayırdım. Vücudunun başka hiçbir yerinde hiç kıl tüy olmamasına rağmen, göt deliğinin etrafı oldukça kıllıydı. Ben göt yanaklarını ayırınca, kendiliğinden açılan göt deliğinin ağzı 50 kuruşluk madeni para kadar vardı. Daha önce götünden çok sikildiği için deliği oldukça büyümüştü. Götünün deliğine biraz tükürük bırakıp, yarağımı yavaş yavaş sokmaya başladım. Biraz zorlansam da başı götüne girmişti. Kalanını da yavaş yavaş içeri doğru sokuyordum. Kocasınınkine oranla benim yarağım daha büyük ve kalındı. O nedenle Nermin yine az önceki gibi Ahh’lamaya başladı. Sürekli, “Çıkar, yapma, seninki çok acıtıyor!” diyordu. Ama ne olursa olsun, ben onu götünden sikmeye kararlıydım…

Onu belinden tutarak kendime çektim. Ayakta, dizlerimi hafifçe kırıyor ve yarağımı daha derinlere sokmaya çalışıyordum. Sonunda 1.60’lık Nerminin götüne yarağım taşaklarıma kadar girmişti. Nermin ise acıdan kıvranıyor, deli gibi bağırıyordu. Ben hızlı hızlı götüne sokup çıkardıkça, götünün deliği bir açılıyor, bir kapanıyor, sokarken delik yarağımı vakum gibi kendine çekiyordu. Fakat yine de amını sikerkenki kadar rahat girip çıkamıyordum götüne. Buna rağmen bir süre sonra daha da hızlandım. Dizlerimi kırarak yarağımı daha derinlere sokuyor, sonra hafifçe doğruluyordum. Daha sonra sağ ayağımı yatağın üzerine koydum ve götünü bu şekilde sikmeye devam ettim. Nermin’in bağırmaları odamın duvarlarında yankılanıyordu. Bu şekilde götünü kaç dakika siktiğimi hatırlamıyorum, fakat ilk defa bir göt sikmenin heyecanıyla bir türlü boşalamamıştım…

Bir süre sonra, her soktuğumda, Nermin de inleyerek götünü kasıklarıma vurmaya başlayınca, inanılmaz bir zevk almaya başladım. Evet şimdi boşalmak üzereydim. Yarağımı taşaklarıma kadar götüne sokmuş, götünün yanaklarından sıkıca tutmuştum. O şekilde bir süre götünün deliğinde kımıldamadan kaldım ve döllerimi boşalttım. Boşalmam bitince yavaş yavaş yarağımı çıkardım. Yarağım tamamen çıktığı zaman Nermin’in kocaman açılmış göt deliği yavaş yavaş kapandı. Ama götü yıllardır sikildiği için, yine bir madeni 50 kuruş kadar açık kaldı. Tamamen kapanmıyordu. Nermin acı içinde doğrulduğunda götünden döllerim süzülüyordu. Paramın karşılığını aldığımı düşünerek, yastığın altına koyduğum külotunu ve sütyenini verdim. Üzerini giyinirken, “Beni mahvettin, hayatımda böyle sikilmedim!” dedi. Giyindikten sonra birşey demeden çıktı gitti. Ben de banyoya girip yıkandım. Annem de öğleden sonra uyanmış ve “Amma da uyumuşum!” diye söyleniyordu.

Ertesi gün işten döndüğüm zaman, annem Nermin’in parayı getirdiğini söylediğinde şaşırmıştım. Nermini cebinden aradım, ama açmadı. Ben de mesaj attım, “Madem parayı getirecektin, kendini niye siktirdin?” diye yazdım. Cevap gelmedi. Gece geç bir saatte telefonuma bir mesaj düştü, “Ben de seninle sikişmek istiyordum!” diye yazmış. Ben de ona, “Tadın damağımda kaldı. Şu an seni düşünerek 31 çekiyorum!” diye yazdım. Bana mesajında sadece öpücük gönderdi. Ondan yeşil ışık almıştım böylece. Fırsatını bulunca onu yeniden sikmek için yanıp tutuşuyorum.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32


sex hikayeleri tuzla escort muğla escort muş escort nevşehir escort niğde escort ordu escort osmaniye escort rize escort sakarya escort samsun escort siirt escort seks hikayeleri canlı bahis izmir escort izmir escort izmir escort kuşadası escort bayan çapa escort şişli escort sex hikaye bakırköy escort şişli escort sincan escort rus escort bursa escort bayan görükle escort bursa escort bursa merkez escort bayan etlik escort eryaman escort Bahis sitesi antalya rus escort taksim escort mersin escort mecidiyeköy escort çankaya escort etiler escort bahçeşehir escort şirinevler escort escort kocaeli escort kocaeli escort görükle escort bayan Escort bayan Escort bayan bahisu.com girisbahis.com Antalya escort ankara escort kızılay escort esat escort porno porno film izle hurilerim.com bursa otele gelen escort görükle escort bayan beylikdüzü escort escort escort escort travestileri travestileri porno izle Escort ankara Ankara escort bayan Ankara rus escort Eryaman escort bayan Etlik escort bayan Ankara escort bayan Escort sincan Escort çankaya gaziantep escort gaziantep escort Escort sex izle brazzers rokettube şişli escort bursa escort bursa escort bursa escort bursa escort istanbul travesti istanbul travesti istanbul travesti ankara travesti Moda Melanj Anadolu Yakası Escort Kartal escort Kurtköy escort Maltepe escort Pendik escort Kartal escort bornova escort balçova escort mersin escort