Canım Kayınvalidem 16

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

O gün işyerimde klimanın karşısında akşama kadar oturup çay içtim. Hiç ayağa bile kalkasım yoktu. Hem neşeli, hem tatminkar bi dinginlik vardı üzerimde. Herkesle şakalaşıp gülüşüyordum. Bende ki olağan dışı mutluluğu herkes farkedebiliyordu. Saat 15 gibi telefonum çaldı. Arayan eşimdi

-Hayatım jakuzi işini ne yaptınız?
-Hallettik canım. Annem evde.kocaeli escort bayan Akşam geçerken alıp geçeceğim.
-Tamam sevgilim. Aman bırakma evde kalayım falan diyordu. Israr et kalmak isterse
-Merak etme canım bırakmam zaten
-Kolay gelsin bebeğim, görüşürüz öpüyorum dudaklarından
-Görüşürüz aşkım ben de öpüyorum her yerinden

Telefonu kapatırken içeriye mini şortlu, askılı tişörtlü sarışın 33-34 yaşlarında olduğunu tahmin ettiğim bi kadın girdi. Bir elinde klasör kolunda bej rengi şortuna uyumlu bi çanta vardı. Kadın uzun boylu değil 1.60 civarında, bembeyaz tenli normalden biri iri yuvarlak göğüsleri olan bukleli sarı saçlı tatlı biriydi.

-Merhaba kolay gelsin. Ben Serap X sigorta şirketinden ziyarete geldim sizi.

Masanın önünden elini uzattı bana. Hemen ayağa kalktım. Elimi uzatıp hafifçe sıktım elini. Elleri de biraz küçük ama pamuk gibiydi.

-Hoşgeldiniz Serap Hanım. Ben de İlyas. İşyerinin sahibiyim. Oturmaz mısınız?
-Teşekkür ederim İlyas Bey. Çok naziksiniz. Bırakın ayağa kalkmayı bazı esnaflar sigorta şirketi diyince yüzünü buruşturuyor. Sanki ceplerinden zorla para alacakmışız gibi.
-Her insanın seviyesi görgüsü aynı olamaz Serap hanım. Biz de karşılaşıyoruz akşama kadar kaba insanlarla. İçecek bişey alır mıydınız, önce onu bi sorayım

Kadın aslında doğru söylüyordu. Bankacıları, sigortacıları esnaflar sevmez işin açığı ben de sevmem. Ama kadın daha girerken etkilemişti beni. Daha önce de dedim biraz çapkın biriyim. Ama kolay kolay beğenip etkilenmem.

-Varsa bi çayınızı alayım, bi de mümkünse soğuk su.
-Tabi ki, de demek..

Bulunduğumuz oda camlı bir bölümdü işyerimde. Dışardaki Zeki’ye işaret ettim. Kapıyı açıp ”buyur İlyas abi” dedi. ”İki çay ve su getiriver Zeki bize” dedim. ”Hemen abi” dedi ve çıktı.

Çaylarımızı içerken Serap Hanımla muhabbete daldık. İşyerimde daha önceden sigorta vardı. Hatta Güvenlik kameralarını falan da o firma takmıştı. 5 yıllık sözleşmemizi makul bi fiyatla yapmıştık. Geçen ay sözleşme yenilenme zamanıydı. Fakat firma yüksek fiyat çekti ve çok az bir fiyat kırdılar. Ben de zaten 5 yıl boyunca hiçbir işime de yaramadığı için fiyat kırmamalarına kızdım ve sözleşmeyi yenilemeyeceğimi bildirmiştim. Daha sonraları işyerime özür mahiyetinde daha makul fiyatlarla temsilci gönderdiler ama artık kızmıştım. Yaptırmamıştım. Serap hanımla bu bilgileri paylaştım. Bunları ona özellikle muhabbet uzasın diye anlattığımın o da farkına vardı. Beni ilgiyle dinliyor tatlı tatlı gözlerimin içine bakıyordu. Ben sohbet esnasında sürekli göğüslerinin bembeyaz arasına ve bej rengi şortundan bacak bacak üstüne atarak önüme serdiği bembeyaz dolgun bacaklarına göz kaydırıyordum. Beni ilgiyle dinlemesi acaba benden kısa bir elektrik alması mıydı yoksa para kazanmaya mı çalışıyordu henüz kestiremiyordum. O da daha çok gözlerini sporcu olmam sebebiyle masanın üzerine kollarımı koyduğumu için sert duran bi seps ve trisepslerime, şekilli duran göğsüme ve kanatlarıma kaydırıyordu. 6 aydır falan salona gitmiyordum ama 15 yıllık sporcuydum. Kesinlikle yaşımı göstermediğimi de sürekli herkesten duymaya alışık biriyim. Şimdiye kadar 16 bölümdür kendimi anlatmadım çünkü sevmediğim bir şeydir. Ama Serap Hanımın etkilenip etkilenmediğini bilmediğim için anlattım bu defa.
-İlyas bey anlattığınız durumu da değerlendirip size çok güzel bir teklifim olacak. Beş yıllık sözleşme ile şu fiyattan yapabilirim işyeri sigortanızı.

Serap hanımın verdiği fiyat teklifi gayet makuldü. Zaten o an onun kritiğini yapacak halde değildim. Tek derdim benle sadece para kazanmak için mi bu kadar ilgileniyor yoksa biraz etkilendi mi acaba?? Tabi bunu o an anlamam mümkün değildi. İşe kafamda çoktan onay vermiştim Serap Hanım için. Ama hemen okey dersem muhabbet birden bitebilir diye düşünüp sohbeti uzatmak istedim. Aklıma başka bişey geldi.

-Peki Serap Hanım. Bir de evim var. Onu da sigortalasak bi beş yıllık anlaşma ile. İkisine bi makul fiyat verseniz?

Evin genel durumunu, içindeki eşyaları vs. vs o sormadan anlattım. Kaynanamın evini anlatıyordum tabi ki. Zaten o dairelerin tapusu benim üzerimdeydi. Kaynanam ” ne farkeder oğlum al işte sen tapuları üzerine” demişti. Eve de kabaca güzel bi fiyat çıkardı Serap hanım. Tabi bu arada araya başka muhabbetler giriyordu bazen. Birbirimizi hafif yollu tanımaya çalışıyordu sohbet sohbeti açarken. Serap Hanım evli, ortokul 1. sınıfa giden bir oğlu vardı. Eşi de Hollanda da çalışıyordu. İşçi olarak girdiği bir firmada şu an Amsterdam’da yönetici idi eşi Murat bey. 5 yıl sonra da emekli olup Türkiye’ye dönüş yapacaktı. İşi sebebiyle oğluyla mesai zamanlarında ilgilenemediği için evde beraber kaldıkları annesi ilgileniyordu. Ben de aile durumumu çok detaya girmeden yüzeysel anlatmıştım. Bunları sohbet aralarında yeri geldikçe konuşuyorduk tabi ki. Ama yine de bana özel hayatını anlatması cesaret vermişti. Artık benimle de ilgilendiğine kanaat getirmeye başladım. Muhabbetimiz 2 saate yakın sürmüştü Serap Hanım ile. Çaylar kahveler gelip gitmişti tabi bu arada. bir kaç defa gelen müşteri telefonuyla sohbetimiz kesilmiş sonra kaldığı yerden devam etmişti. Ben telefonda konuşurken Serap Hanım resmen alıcı gözüyle beni süzüyor, hatta etrafı da süzüyordu. Saat 2 buçuk civarı gelmişti Serap Hanım ve şu an duvardaki saat 4 buçuğa geliyordu. Esas olayı kopartacak ve kafamdaki soruyu biraz netleştirecek cümleyi kafamda toparladım.

-Serap Hanım isterseniz yarın daireyi görün. Net fiyatınızı verin ne dersiniz?

Aslında daireyi görme işini exper de yapabilirdi. Ama ben Serap Hanımı tarttığım için ve kafamdaki soruya cevap alabilmek için bu teklifi sumuştum. Tabi o da bunu farkındaydı.

-O zaman şöyle yapalım İlyas Bey. Ben normalde yarın izinliyim. Kısa bir hastane işim var. Öğleden sonra saat 2 gibi gidip bakabiliriz.

İşte bu. Evet Serap Hanım da benden etkilenmiş. Heyecandan avuçlarım terleyiverdi bir anda. Kaynanamla ikimizin aşk yuvamıza Serap Hanımla gidecek olmak değişik bi his uyandırdı o an.

-Anlaştık o halde Serap Hanım.
-Ben kalkayım artık İlyas Bey musadenizle
-Tabi ki musade sizin ama birer kahve daha içerdik diye düşünmüştüm

Gülerek cevap verdi ayağa kalkarken.

-Çok Sağolun. Hiçbir müşterimizde bu kadar uzun oturmadım inanın. Çayımızı kahvemizi de fazlasıyla içtik. Herşey için teşekkürler.
-Rica ederim. Ben de hiçbir sigortacıyı bu kadar uzun ağırlamak isteyebileceğimi sanmazdım şimdiye kadar. Ama siz çok tatlı dillisiniz.

Ben masanın önüne serap Hanımın yanına gelmiştim. Tam vücudumu da görsün istiyordum. Altımda mavi kot üzerimde body tarzında beyaz lacoste vardı. Sikimi kalkarken her ne kadar elimle düzeltmiş olsam da yana doğru uzanmış olduğu net belli oluyordu. Bir ara çok belli olan sikime gözü kaydı tabi Serap Hanımın. Bu konuşmaları yaparken ellerimiz tokalaşma halinde, elini resmen avcuma almış bırakmıyordum. O da pek çekmeye niyetli değil gibiydi hiç zorlanmıyordu çekmek için.

-Teşekkür ederim. Ama insanın karşısında sizin gibi saygılı ve güler yüzlü bi esnaf olunca tatlı dilli olmak meziyet değil sanırım.

Yakınındayken aldığım parfüm kokusunun tenine çok yakıştığını farkettim. Boyu çeneme falan geliyordu. Odanın kapısından çıkarken elini bıraktım. Dış kapıya kadar eşlik ettim. ”Yarın görüşmek üzere İlyaz Bey” ”Görüşmek üzere Serap Hanım ” dedim hafif başımı eğip kaldırarak. Tebessüm ederek arkasını döndü ve yürüdü. Arkasından baktığımın elbette farkındaydı. Bej rengi şortunun içinde hafif sağa sola sallanan yuvarlak kalçalarından gözümü alamadım biraz. O an ahmet işyerinde yoktu ama Zeki de çok farketmesin diye abartamadım ve içeri girmek zorunda kaldım….

Koltuğuma oturduğumda kendimi geriye yaslayıp gömüldüm. Karşımdaki lcd tv de spor haberler vardı ama benim beynim meşguldü. İki tane karın var yetmiyor galiba İlyas Efendi diyordum kendi kendime gülerek. 40 ına merdiven dayamışsın oluyor mu bu şimdi. Ama bunları düşünürken Serap’ın yumuşacık elleri, yuvarlak göğüsleri, yuvarlak kalçaları, gözlerime bakıp gülüşü de aklımdan gitmiyordu tabi. Hele o biçimli pürüzsüz bacakları.. Kocasını merak ettim bir an. Nasıl biriydi, Serap onu seviyor muydu, serap herkese böyle samimi idi vesaire vesaire. Ama bana bakışları normal değildi. İlk defa bir müşteride bu kadar kaldığını da söylemişti. Neyse göreceğiz bakalım diye sonlandırmaya çalıştım kafamdaki soruları. Yarın buluşacağımız ve eve gideceğimiz için de ufaktan heyecan vardı .Bir süre öyle hafif dönerek koltuğumda kalmışım. Duvardaki saatin 6 olduğunu gördüm. Telefonumu elime alıp kaynanamı aradım 15 dakikaya orda olacağımı söyledim….

Arabada biraz dalgındım çünkü serabı düşündüğümü farkettim. Kaynanamı aşağı inmesini beklerken kendime gelmem gerektiğini telkin ettim kendime. Toparla kendini İlyas efendi deyip güldüm yine. Kaynanam kapıyı açıp yanıma oturduğunda yanaklarımızı birleştirip öpüştük. ”Gülüyosun tatlım neşelisin” dedi. ”neşeli olcaz tabi ki sultanım sevdiklerimle beraberim” dedim. ”Oyy canım benim, doğru tabi” deyip ellerini bacaklarıma koydu ben arabayı sürerken. Elleriyle hafif sıkıp bıraktı. Sonra çekmedi elini orda kaldı. Yine sohbetimiz esnasında ufak ufak bacağımı sıkıp bırakıyor sikime doğru da yaklaştırıyordu elini arada bir. Sevgi iletişimi olarak böyle bişey yapıyordu ama sikimsiz duramıyordu. Kaynanamın sikimin dibine elini sürtüp kazık gibi dikilen sikimle araba sürerek eve gelişimiz 15 dakika sürmüştü….

Akşam yemeğimiz yine neşeli geçmişti. Ben arada bir kısa metrajlı dalıyordum düşünceye tabi. Ama kendim durumu farkedip ”bugün yorulmuşum galiba” dedim. Kaynanam ”Bazen insan akşama kadar oturmaktan da yorulur oğlum” dedi gülerek. Gülüştük. ”Yok anne beden değil de kafa da yoruluyor bazen yoğun trafikten” dedim. Çay içip muhebbet ederken kaynanam ”ilyas yarın çamaşır bulaşık makinalarını bağlatalım mı musait misin oğlum” dedi. Kaynanamın sikişmek için yol aradığını tabi en iyi ben bilebilirdim. Her gün sikişsek hayır demeyecekti aşıktı bana da bedenime de. Serap aklıma geldi yine kaynanam evden bahsedince. Hoş zaten aklımdan çıkmamıştı gerçi. ”Anne yarın il dışından müşterilerimiz gelecek hem sabahtan hem öğleden sonra. O İşe yarından sonra bakarız” dedim. Eşim ”hayatım yan komşun tesisatçılara anahtarı versen onlar gidip bağlamaz mı” diye sordu. ”Beni biliyorsun aşkım, evime ben yokken yabancı birilerinin girip çıkmasını istemiyorum” dedim. Eşim bu huyumu biliyordu tabi ama onlar on yıllık komşum diye böyle bi şey söylemişti farkındaydım. ”nasıl istersen hayatım. Aslında bu prensibini beğeniyorum ben de” dedi.

Yemekten sonra biraz Erva ile oynayıp yatağına yatırdım. Yanına ben de uzandım. Uyumuş kalmışım. Bir süre sonra eşimin ”hayatım gel yatağımıza” demesiyle uyanıp yatağıma geçmiştim.

Ertesi gün işyerimde çayımı içerken Heyecanla Serap’ı bekliyordum. Vakit pek hızlı geçmiyordu böyle beklerken. Okuduğum kitabı elime aldım biraz okudum ama kafamı veremiyordum bıraktım. Öyle böyle derken saat 2 yi geçmişti. Telefonum çaldı Serap Hanım yazıyordu. Hemen açtım
-İlyas bey merhaba. Benim işim bitti musaitseniz geliyorum
-Sizi bekliyordum Serap Hanım. Gelmenize gerek yok. Ben sizi alayım yerinizi söyleyin siz.
-Yine nezaketiniz üzerinizde. Tamam o zaman konum atıyorum size.

Serap’ı almaya giderken dikiz aynasında kendime bakıyordum arada bir. Attığı konuma 20 dakikaya varmıştım. Yol kenarında beklediğini gördüm. Üzerinde tek parça diz kapaklarına kadar gelen açık mavi bir elbise vardı. Sarı bukleli saçlarıyla çok güzel duruyordu. Önünde durup camı açtım.”Buyrun Serap Hanım” dedim. Binip yanıma oturuken ”tekrar merhaba” dedi. Elim direksiyonda olacağı için elini uzatmadı tabi. ”Merhaba” dedim gülümseyerek. ”Kusura bakma arabada oturarak buyrun demek hoş değildi ama malum trafik yoğun inecek kadar durmak bile zor” dedim. ”Yok canım inilmez burda zaten, ben o zarifliğinizi biliyorum merak etmeyin” dedi. Omzunda çantası vardı sadece. Bugün izinli olduğu için klasör taşımıyordu dünkü gibi. Yol boyu arada bir bembeyaz pürüzsüz bacaklarına bakıyordum. Gerçekten çok etkilenmiştim. Göğüsleri biraz daha kapalıydı bugün ama elbisesinin altından yuvarlak hatları belli oluyordu. Arabada sohbet ederken yüzüme sık sık gülümseyerek bakıyordu. Bu hoşuma gitmişti. Serap’tan çok hızlı şekilde etkilenmiştim. Yaptığım esprilerden bir kaç kez küçük kahkaha attı kendini tutamayıp. Eliyle ağzını kapatıyordu fazla gülünce. O an dudaklarına yapışasım gelmişti…

Daireye çıktığımızda odaları gezdirdim. Evin güzel olduğunu söyledi. Sonra oturduk mutfakta. Salonun klimasını girer girmez açtığım için buraya serinlik geliyordu. Bana bir fiyat çıkardı otururken. Ama ben hesaplarıyla değil daha çok hareketleriyle ilgileniyordum serap’ın. Fiyatı kabul ettiğime dair elimi uzattım gülerek. O da uzattı masada otururken. Tokalaştık. Biraz geç bırakmıştım yumuşacık ellerini avcuma aldığımda. Dünkü gibi o da çekmek için harekette bulunmadı yine. Bu bana umut verdi ilişkimiz için. ”vaktin varsa kahve içer misin diycem ama inan beceremem yapmayı” dedim. Güldü. ”Vaktim var biraz sorun değil ben yapayım o zaman” dedi. Ben kahveyi çıkarmak için ayağa kalkınca o da kalktı. Kaynanam yaparken arkasından onu izlediğim için yerini biliyordum. Kahve kavanozunu çıkarıp tezgaha bıraktım. Hemen yanımdaydı. Fincanları ve cezveyi de çıkardım. Cezveyi alırken yine eli elime sürttü. Her dokunuşunda tutup bırakmamak istiyordum, öyle bi istek vardı serap’a karşı bende. Acaba o da istiyor muydu bu şekilde??

O kahveyi yapmaya başlayınca kaynanama yaptığım gibi arkasına geçip değdirmedim tabi ki. Masaya oturup arkasından izledim. Yuvarlak kalçaları elbisesinin altında sağa sola sallanıyordu hareket ettikçe. Kalçaları küçük te değildi büyük te değildi. Vücuduyla orantılı ama çıkık ve yuvarlaktı. Şimdi bu kalçlaların arasına sikimi koysaydım zevkten delirirdim diye düşündüm. Ya da avuçlayıp okşasaydım. Götüne baktığımı biliyor ve salınıyordu. Kahveleri fincanlara koyup bıraktı masaya. Bir yudum aldım ”çok güzel yapmışsın ellerine sağlık” dedim. Bir anda hitap şeklimi sen şeklinde çevirivermiştim. O da ”afiyet olsun beğendiğine sevindim dedi” İşte buna kahveden daha çok bayılmıştım. O da sen diye hitap etmişti siz yerine.
Kahve ile sohbetimize devam ediyorduk. Buzdolabından su almak için ayağa kalkınca sikim de benimle birlikte önümde gidiyordu. Keten pantolon değil de kot giyseydim keşke bugün dedim. Ne tepki vereceğini bilmiyordum çünkü. Ama göz ucuyla sikime bir an baktığını gördüm. Suyu masadaki bardağa koydum şişeden. ”teşekkür ederim” dedi. Ben de kendime doldurup içtikten sonra yine sohbete daldık. Kendimizden bahseder olmuştuk. Çocuklardan konuştuk. Bi ara eşinden bahsetti. Eşi benimle yaşıt. Ama Hollanda da başka karısını olduğunu düşünüyor. Oğlunu 2 sene önceki haliyle eşinin resmine baktım. Eşi göbekli kel, benimle yaşıt olmasına rağmen babam gibi gözüken bir adam. Serap onu seviyor ve değer veriyormuş ama ilişkisini farkedince gözünde pek değeri kalmamış haliyle. Bana söylediği bu ama bence beğenmiyordu da. Zaten ailelerin isteğiyle köyde evlenmişler. Görücü usulü gibi birşey yani. Ben de Ervayı ve annesini gösterdim görmek için ısrar edince. ”eşin çok güzel bi kadınmış” dedi. Ne diyeceğimi bilemedim o an. Evet doğru söylüyorsun güzeldir diyemezsin. Hayır ben beğenmiyorum desem hiç inandırıcı değil ve böyle bi yalan beni zaten rahatsız eder. Onun için hemen lafı değiştirdim. Telefonlarımızdan bir kç gösterdiğimiz resimlere bakarken sürekli ellerimiz parmaklarımı dokunuyordu. Hiçbirinde de elini çekmeye çalışmadı. Nerdeyse ordan burdan bir saat kadar mutfak masasında sohbet ettil. Bana her bakışında direk gözlerimin içine bakıyordu. Bir ara yine ellerimiz masadayken elini elimin altın aldım ve avcumda tuttum. Öylece ellerimize baktı, sustu. Sonra bana baktı yine birşey demedi. Ben avcumda tutuyor ama kıpırdatmıyordum. Sonra yavaşça elimde elini okşar gibi sıkıp bırakmaya başladım. Sessizlik ve bakışma.. Sonra yüzünü yine ellerimize çevirip, ”bu yaptığımız doğru olur mu ki” dedi. Bu cümle dünyada duyduğum en güzel cümle gibi geldi o an bana. Hem benden hoşlandığının, hem böyle bi ilişki yaşamadığının, beni sadece müşteri olarak görmediğinin itirafıydı aslında. Öyle deyince dayanamadım iki elimle tuttum masadaki elini
-Bilmiyorum Serap. Tek bildiğim şu ki dünden beri bir an bile aklımdan gitmediğin
Yüzüme bakamadı bu sefer. Ellerini avuçlarımda oynatıyordu. Yani o da benim avuçlarımı okşuyordu. Öylece biraz daha sustuk
-Bende de öyle oldu aslında ama….
-Amasını boşver o zaman ne olur. Hatta bişey demek zorunda da değilsin. Bırak duygularını yaşa
-Ama İlyas sonra çok üzülmekten korkuyorum
-Çok üzülmeyi bırak seni bir anlık üzeceğimi düşünseydim şu an elini tutmazdım. Duygularına bırak kendini, güven bana

Elini tutup kaldırdım dudaklarıma doğru götürecektim yavaşça çekti elini.
-Bilmiyorum süre ver bana biraz. Aslında buraya gelirken az çok tahmin ediyordum. Vazgeçtim hatta bi ara akşam. Ama sabah tekrar fikir değiştirip gelmeye karar verdim
-Fikrini değiştirmene sebep ne oldu serap
-Şu an onu söyleyemem. Aslında hiçbişeyden emin değilim.
-Tamam hiç bişey sormuyorum o zaman sana. Ama ne olur duygularına ket vurma. Eğer duyguların bana yaklaşmamanı söylüyorsa o ayrı. O zaman yaklaşma zaten.
-Kalksam iyi olacak artık ben. Bir saati geçti geleli
-Tamam nasıl istersen. Bırakayım seni ben istediğin yere
-Ben burdan binerim zahmet etme sen
-Seni benim bırakmam yerine kendin gitmen benim için zahmet olur
Gülümsedi. ”Nezaketi de elden bırakma sakın” dedi ayağa kalkarken. ”Prenses gibisin. İnsan kaba bile olsa nazikleşir otomatik olarak senin karşında” dedim.
-Çok fazla iltifat etmiyor musun ?
-Evet sonuçta ilfitat ama inan hissetmediğim bir harfi bile söylemiyorum sana ,
dedim ben de kalkarken. Kapıya kadar yürüdük Ayakakkabımı düzeltmek için eğildiğimde diğer elimi tutuverdi. Ben de şaşırdım ve doğruldum. İki eliyle sol elimi tutarak bana bakıyordu öylece, sadece gözlerime.
-İlyas senden çok hızlı bi şeklide hoşlanmasam iş gereği de olsa buraya gelmezdim bunu bil
-Aynısı ben de kendi kendime söyledim. Bundan eminim Serap
-Gerçekten mi. Böyle mi düşündün hakkımda?
Sağ elimi de ellerimizin üzerine getirdim. Şimdi elleri avuçlarımdaydı. Sıkı sıkı tuttum
-Evet meleğim, aynen böyle düşündüm…
Bir an başını göğsüme dayadı. Ellerimizi de göğsümün yanına koymuştu. Tek elimi çektim saçlarını okşadım. Sonra başını kaldırıp yüzünü yüzüme çevirdi. O an dudaklarıyla aramızda çok az mesafe kalmıştı. İki elimle iki yüzünü tutup dudaklarına dudaklarımı yaklaştırdım. Hafif değdirdiğim zaman dudaklarının titrediğini hissettim. Sonra yavaş yavaş öpüşmeye başladık. Öpüp öpüp bırakıyordum önce ben. Ama o ben böyle yaptıkça o dilini dilime değdirerek, dudaklarımı emerek, yalayarak öpmeye başladı. Ben de bu yalayış ve emişlerine anında karşılık verdim. Ellerimi saçlarından beline doğru indirdim. O da ellerini başımın arkasına atmış saçlarımın arasında gezdiriyordu öpüşürken. Öpüştükçe hafiften inlemeye başladı. Elimi belinden kalçalarına attım. Ama sadece elimi kalçasına tutuyor hareket ettirmiyordum. O dudaklarımı ateşli ateşli yer gibi emip yalamaya başladı. Ellerini enseme indiriyor saçlarımın arasın sokuyor kendine bastırıyordu yüzümü. Bu arada keten pantolondan fırlayacak gibi uzamış olan sikim elbisenin üzerinden bacaklarının arasına girmiş, çoktan amının üzerinde baskı yapıyordu bile. Sikimi bacaklarını arasında tutmak ister gibi bacaklarını kapatıp açıyor, elimin altındaki kalçlarını açıp kapıyordu. Kalçalarını avuçladım iki elimle. O an muradıma ermiş hissettim kendimi. Bu tatlı kalçaları sabah avuçlayabileceğimi söyleseler inanmazdım. Avuçladığı kalçaları elleyerek yoğurarak sikime doğru bastırıp kendime d yadım iyice. Sikimi amının arasına almak ister gibi bacaklarını aralıyordu. Yüzümü öpmeye başladı arzuyla, resmen yalıyordu yüzümü öperken. Kulaklarıma geldi yalayarak. ”Ohh İlyasssss, ne yaptın bana böyle, seni ilk gördüğüm anda istemiştim şu an teslim aldın beni” dedi inleyerek. ”Ohh serap. Ben farklı mıyım sanki. Daha sohbetimizin 10. dakikasında dudaklarına yapışıp kalçalarını avuçlayıp seni vücuduma yaslamak istedim bebeğim” dedim kısık sesle kavrulur gibi. ”ama yanlış yapıyoruz İlyas yapmamalıyız” diyor ama söylediğinin tam tersi hareket ederek amını sikime iyice bastırıyor ve deli çıldırmış gibi dudaklarımı öpüyor dilimi emiyordu….
Artık dayanamadım. Kalçalarını tuttuğum ellerimle havaya kaldırıp belime bacaklarını dolayıp duvara dayadım. Elbisesi iyice sıyrılmış, bacaklarını sımsıkı belime sarmıştı. Götü çıplak vaziyette ellerimdeydi şimdi. Dudaklarını yer gibi emerken demir gibi olmuş sikimi amına dayamıştım. Küçücük ve incecik külotunun üzerinden sikimi amına almak ister gibi kendini bana bastırıyordu. Kalçalarını sağa sola oynatıyordu. Kulağıma geldi yalayarak. ”ahhh İlyas hadi” dedi…

Kucağımda tuttuğum gibi yatak odasına getirdim. Ben yürürken dudaklarımı emiyor kalçalarını indirip kaldırıyordu kucağımda. O an ne kadar hafif diye aklımdan geçirdim. Eşimden sonra hele ki kaynanamdan sonra nerdeyse tüy gibiydi. Yatağın kenarına getirip yavaçşa sırtüstü yatırdım. Bacaklarını dizlerinden kırarak yatmıştı. Elbisesi karnına kadar açılmıştı. Atlındaki siyah slip külotunu yanlarından çekip aldım yavaşça ve amına yumuldum dudaklarımla. İki elimle kalçalarını kenarlarından tutup amının önce dudaklarını sonra dilini yalamaya başladım. Bacaklarını iyice karnına çekti ve ”ilyasssssss” diye bağırdı zevkten. İki eliyle yine saçlarımdan tutup amına başımı iyice bastırmaya çalışıyordu. Amının içine dilimi sokup çıkarmaya başladım kalçalarından sıkı sıkı tutup. Amının içini dışını hızlı hızlı yalıyordum emerek. Zevkten amını açıp kapatıyor ve bağırıyordu serap. ”Erkeğimmmm gir içime dayanamıyorummmmm” dedi ve elleriyle tuttuğu başımı kendine çekmeye çalıştı. Amını alamayı bıraktım. Dizlerimin üzerine dikilip sikimi fermuarın arasından çıkardım ve üzerine uzandım. Direk dudaklarını ağzıma aldığımda alttan eliyle sikimi tuttu. Ohhhh dedi tuttuğu anda. Çünkü dünden beri kotun ve pantolonumun üzerinden yan gözle baktığı koca yarağım şimdi elindeydi. Amının dudaklarının üzerine getirdi. İyice yalayarak ıslattığım am dudaklarının arasından kaydırdım sikimi içine. Yavaş yavaş sokup çıkarıyordum çünkü amı çok dardı. Uzun zamandır sikilmediğini anlamak çok zor değildi. Henüz sikimi yarısına kadar sokup çıkarıyordum. Amı daracık, sıcacık ve ıpıslaktı. ”ilyassssss, aşkımmmmm, erkeğimmmmmm” diye altımda inliyordu şimdi serabım. ”Serabımmmmmm, sevgilimmmmmmmmmm sana aşığım” diyerek sikimi sokup çıkarışlarımı hızlandırdım. ”sok erkeğim sikini , iyice sokkkkk ” dedi. Elleri sırtımı kaşıyor tırmalıyordu ben siktikçe. Dibine kadar soktum sikimi ve öylece bekledim biraz. ”ohhhhhhhhhhh bu ne ne güzel bi sik böyle, ne güzel sikiyosun beni” dedi. Elbisesinin üzerinden içine kalan göğülerini öpmeye emmeye başladım. Göğsünün açık yerlerinden göğüs aralarını yalıyordum. İki elimle göğüslerini tutup okşuyordum sikerken. Göğüslerine bayılıyordum serap’ın. içinden çıktımç yine dizlerimin üzerinde doğruldum. Onun da ellerinden tutup doğrulttum. Ne yapmak istediğimi anlayınca kollarını havaya kaldırdı.Elbisesini başını üzerinden çekip çıkardım. Şimdi siyah külotu ve syah dantelli sütyeniyle çıplak vaziyette karşımdaydı. Çok güzel vücudu vardı o an resmen aşık olduğumu hissettim. Ellerini hızlı bir şekilde sırtındda birleştirip sütyenini kopcalarından serbest bıraktı. Ben çıkardım aldım. Göğüsleri çok güzeldi. Orta büyüklükte ama sert ve dolgun. Bembeyaz yusyuvarlak göğüslerinde kahverengi meme uçları dikilmiş harika görünüyordu. Hemen yatırıp göğüslerine yumuldum. Bacaklarını havaya kaldırıp iyice iki yana ayırmıştı. Hafif kalçamı kaldırıp sikimi kaydırdım tekrar daracık amına. Hem sikimi amının dibine kadar sokup çıkarıyor hem göğüslerini iki elimle avuçlayarak deli gibi uçlarını emiyor her tarafını yalıyordum. ”ohhhh ilyasımmmmm bırakma sevgilim beniiiiiii” deyip kollarını boynuma doladı sımsıkı sardı. Göğüslerini bırakıp dudaklarına yumuldum böyle deyince. Bir taraftan da şaplata şaplata sikmeye devam ediyordum. İki elimle yüzünü tutup dudaklarını öperken ” asla bırakmam sevgilim, bırakamam serap, aşkım benimmmmmmm” deyip ben de ellerimi beline doladım alttan. Şimdi ikimiz de sımsıkı sarılmış sikişiyorduk serabımla. Sikimi amının dibine kadar hızlı hızlı sokup çıkarmaya başlayınca ”ilyas geliyorum sevgilimmmmmmm” deyip titremeye başladı serap. Beni öyle bir sıkmıştı ki boşalırken…. Ben de onu sımsıkı sardım ve baoşalmalarının bitmesi için öylece sikmeye devam ettim. Sonra kollarımda yavaş yavaş gevşedi. Ben yavaş yavaş sikimi sokup çıkarmaya devam ediyordum ağırlığımı daha çok bacak arasına dayadığım bacaklarıma vererek. Yüzüme tatlı tatlı bakıyordu şimdi. İki yanağımdan iki eliyle tuttu ve dudaklarımı yavaş hareketlerle sevişerek öpmeye başladı.
– İlyasım erkeğim oldun sevgilim
-Memnun musun aşkım?
-Çok memnunum. Sonunu düşünmeden memnunum.
-Sonu başı yok ,sen beni hayatında istediğin sürece yanındaymı serabım, sevgilimmmmm

Bu arada yavaş hareketlerle hala amına girip çıkıyordum bu konuşmaları yaparken. Konuşmalaramızın arasında da öpüşüyorduk.
-Offff İlyas. Hayatımdasın ve hayatımda kalacaksın. Eşimden sonra bana dokunan ilk erkeksin
-Aşkımmmm benim. Son Erkeğin olacağım. Seni ben sevip sikeceğim hep
-İlyasımmmmmm
Dudaklarını öpüşümü hızlandırmış emip yalamaya başlamıştım. ”ben de geliyorum sevgilimmm” dedim ve son anda sikimi göbeğine çıkarıp bastıra bastıra boşalmaya başladım. Titremelerim geçince yanına uzandım. Göğsüme başını aldım. Dudaklarını bana çevirdi ve öpüşüp koklaşıyorduk. Bacaklarını yan yatıp belime dolamıştı. Elimi götüne attım okşuyordum. Göt yanaklarını okşuyor götünün arasını okşuyor amını parmaklıyordum. Yüzüme tatlı tatlı bakıyordu dudaklarımız emişirken

-Seni seviyorum İlyas
-Ben de seni seviyorum Serabım…

Duşta da seviştik yarım saat o gün. Birer defa da duşun altında boşaldık. Ben serabımı istediği yere bıraktığımda saat 13 30 idi. Dükkana gelirken düşünüyordum arabada. Al bakalım İlyas Efendi 3 tane karın oldu. Hepsine de ayrı ayrı aşıksın. Şimdi acaba bu iyi birşey mi yoksa kötü birşey mi onu da bilmiyordum. Maymun iştahlı mıyım acaba dedim. Hayır. Karılarımın hiçbirini bırakamazdım üçünü de çok seviyordum. Seraba ayrı bi aşık olmuştum. Eğer Onunla olamasaydım çok üzülürdüm. Telefonumda serhat diye kayıtlıydı. Telefonumu karıştırcak hiç kimse yoktu eşim asla öyle bişey yapmazdı. benden şüphelense bile telefonumu karıştıracak biri değildi. Ama bir anda mesaj veya telefon gelince ekranda serap yazmasını istemezdim tabi…
İnnamıyorum sana ilyas Efendi diyordum. Ben kendimle çok konuşurum ama içimden tabi. Ulan kaynananın evinde ,kaynananın yatağında siktin sevgilini. Hem de aşık olduğun sikiştiğin kadının yatağında, odasında. Daha eşim eve gelmeden iki karımı da sikivermiştim yeni evde. Offff Serabımmmmmmm sevda ateşimmmm. Nasıl yaktın bir günde hatta bir anda beni. Aşkımmmmmmm……………………………………………………….

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32